Lee McIntyre Post-Truth (hakikati değersizleştiren) çağı, hakikati nasıl bilebileceğimizi belirlemekten ziyade -gerçekliğin varlığının sorgulanır hale geldiği- bir dönem olarak tanımladı. McIntyre, Post-Truth (2018) adlı kitabında, bu bağlamda duyguların gerçeklerden daha önemli olarak algılandığına dikkat çekmiştir. Avrupa ve dünya siyasetini, Irak Savaşı'nı, Donald Trump'ın seçilmesini ve Brexit'i ("Kontrolü Geri Al") karakterize ettiği düşünülen post-truth söylem, hakikatin önemsizliğini ön plana çıkararak başkanların ve ulusların kaderini etkiler. Tiyatro, hakikati göstermeye çalışarak insanların işitsel ve görsel duyularının zehirlendiği bir dünyaya panzehir sunar. Bu bağlamda, bu çalışmanın arkasındaki itici güç, Mike Bartlett'in ikinci gelecek-tarih oyunu olan The 47th'in (2022)- Shakespeare'in trajik karakterlerini, özellikle Richard III'ün retoriğini ve Kral Lear'ın kararlarını yansıtarak, Trump'ın propaganda yoluyla gücü yeniden kazanma ve destekçilerini medya yardımıyla manipüle etme mücadelesini nasıl örneklediğini göstermektir. Bu makale, Mike Bartlett'in hakikat sonrası retorikle ilgili Shakespeare motiflerini nasıl kullandığını göstermek için oyununa odaklanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İngiliz ve İrlanda Dili, Edebiyatı ve Kültürü |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |