Yaşayan her canlının yaşamını devam ettirme ve yaşamsal gereksinimleri sağlamak zorunda olduğu dikkate alındığında, doğal yaşam alanları içerisinde canlıların, özellikle de insanların doğayı, doğa olaylarını anlama/anlamlandırma ve çevresindeki diğer canlılar ile olan ilişkilerini temellendirmesinde öğrenme, önemli bir etmen olarak dikkat çekmektedir. Yaşamın idame ettirilmesinde öğrenmeye bağlı olarak geliştirilen edimlerden biri olan şiddet, insanlığın başlangıcından itibaren hayatın bir parçası olarak varlığını devam ettirmiş, tarihsel süreç içerisinde kültürel bir olgu olarak da görsel ve işitsel birçok sanatsal yapıtta yer bulmuştur.
Savaşçı nitelikleriyle ön plana çıkan ilkel toplumlarda, varlığın devamı amacıyla gerçekleştirilen şiddet edimi, sözlü kültür döneminde masallar aracılığıyla gelecek nesillere aktarılırken, yazılı kültürle birlikte hikâyeler vasıtasıyla varlığını devam ettirmiştir. Sözlü ve yazılı anlatının ardından sinema ve televizyonun icadı, görsel anlatının ön plana çıkmasını sağlamış ve böylece şiddet olgusuna da yeni bir anlatı alanı yaratmıştır. Teknolojik gelişmelerin yaşandığı 19. yüzyıl ve sonrasında görsel anlatı olanaklarının gelişmesine paralel olarak, bu yeni anlatı türü dâhilinde hazırlanan içerikler, diğer anlatı türlerinde de olduğu gibi hedef kitle üzerinde farklı etkiler oluşmasını sağlamıştır.
Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de gelişen teknolojiyle birlikte yaygınlaşan kitle iletişim araçları ve bu araçlar vasıtasıyla hedef kitleye sunulan içeriklerin olumlu ve olumsuz etkileri bulunmaktadır. Kitle iletişiminde önemli bir unsur olan medya içerikleri genel anlamda hedef kitlenin haberdar olma, bilgi edinme ve yeni şeyler öğrenme ihtiyaçlarını karşılamak üzere hazırlanmaktadır. Ancak son dönemlerde artan rekabet nedeniyle, elinde bulundurduğu hedef kitleyi kaybetmek istemeyen medya organları, izleyici beklentilerine göre içerik üretimi yapmakta, hazırlanan bu içerikler ise özellikle ergenlik dönemindeki bireylerin yanı sıra çocukları hatta yetişkin birçok kişiyi de olumsuz etkilemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 30 |