Dünyanın
yaşadığı en önemli ve en geniş kapsamlı savaşlara, Stalin, Hitler, Mussolini
gibi milyonlarca insanın öldürülmesi, soykırımlar, sürgünler gibi trajik ve insanlıkdışı
uygulamaları ortaya koyan diktatörlerin ortaya çıkışına tanıklık eden 20.
yüzyıl bir bakıma şiddet ve diktatörlük çağı olarak da adlandırılabilir.
Küresel güçlerin pazar arayışı doğrultusunda, ekonomik krizlerden bir çıkış
olarak gördüğü ve dünyanın görece geri kalmış coğrafyalarının karşıt
ideolojiler doğrultusunda parçalandığı, Soğuk Savaş döneminin öncesi ve
sonrasında ülkelerin ve aynı ülkelerde farklı odakların birbirlerine düşman
kesildiği bu dönem, insanlığın ve birliğini sağlamaya çalışan her bir
topluluğun geleceği açısından önemli çözümlemeler yapmayı zorunlu kılmaktadır.
Şiddetin ardında yatan ana unsurlardan en önemlileri insana dair olan ilkellik
güdüsü, açgözlülük ve sınırsız güç istekleridir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Mart 2018 |
Gönderilme Tarihi | 8 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 37 |