Sosyal ağların gündelik hayatta yaygın bir şekilde var olması sonucunda kullanıcılar, pek çok farklı davranışa maruz kalmakta ya da şahit olmaktadır. Bu nedenle, kullanıcı sözleşmeleri veya topluluk ilkelerini bilmek kullanıcılar için temel gereksinimlerden biri haline gelmiştir. Bu bilgiler, kullanıcıların çevrimiçi etkileşimlerini daha bilinçli ve güvenli bir şekilde yönetmelerine yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’de en popüler beş sosyal medya platformunun topluluk ilkelerinde yer alan zorbalık ve taciz ile ilgili maddeler incelenmiştir. Bu doğrultuda, sosyal ağların topluluk ilkeleri çerçevesinde tacizi ve zorbalığı nasıl ele aldığı ortaya konmuştur. Çalışmada ele alınan sosyal ağların zorbalık ve taciz deneyimlerine karşı sorumluluklarını nasıl ifade ettikleri bulgusu dijital-kamusal alanın özelleştirilmesi teorik arkaplanı üzerinden tartışılmıştır. Bu çalışma, sosyal medya platformlarının taciz ve zorbalık vakalarına müdahale etmek ve bunları önlemek için çevrimiçi aracılık sürecini nasıl üstlendiklerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırma, topluluk ilkelerinde yer alan ve taciz veya zorbalık gibi konulara atıfta bulunan maddelerin nitel analizine ve bulgularının dijital-kamusal alanın özelleştirilmesi üzerinden yorumlanmasına dayanmaktadır. Sonuç olarak, sosyal medya şirketlerinin yetkililerinin taciz ya da zorbalık gibi bir durumu kanıtlamak için yeterli dokümantasyonu olamayabileceği ve mücadele etmek için yeterli hareket alanına sahip olamayacağı görülmüştür çünkü tüm bu süreçler kullanıcıların moderasyonu ile denetlenmektedir.
Social media users are exposed to or witness varied behaviour due to the widespread presence of social networks in everyday life. Therefore, having knowledge of user agreements or community guidelines has become a fundamental requirement for users. Equipping users with this knowledge enables them to navigate their online interactions with heightened awareness and safety. In this study, articles related to bullying and harassment in the community guidelines of the top five most popular social media platforms in Turkey were examined. In other words, this study examined how social networks address harassment and bullying within the framework of community guidelines. The study reassesses how social networks express their responsibilities in the face of experiences of bullying and harassment by employing the theoretical background of the privatization of the digital public sphere. This study aims to highlight how social media platforms conduct the online mediation process to intervene in and prevent cases of harassment and bullying. The research is based on qualitative analysis of the articles related to issues such as harassment or bullying in community guidelines, and the findings are interpreted through the lens of the privatization of the digital public sphere. Ultimately, it is found that authorities at social media companies may not have sufficient documentation to prove a situation such as harassment or bullying and that they do not have enough leeway to take action as user moderation oversees all of these processes.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | İnceleme Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 11 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.