Bir şeyin, dibi, kökü, varlığının kendisine istinat ettiği şey gibi anlamlara gelen “asl” kelimesi, farklı ilim dallarında birbirinden farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Çoğulu olan “usûl” kelimesi ise, genellikle çeşitli ilim dallarına izafe edilerek kullanılmakta ve izafe edildiği ilim dalının genel prensip ve yöntemlerini (metodoloji) ifade etmektedir. Fürû-i fıkıh eserlerinde ise asl/usûl kavramı birbirinden farklı anlamlarda kullanılabilmektedir. Mâlikî Mezhebinin Endülüs’teki önemli temsilcilerinde biri olan Dede İbn Rüşd, gerçekleştirdiği yoğun tedris ve telif faaliyetleri ile mezhebe büyük katkılarda bulunmuş önemli bir fakihtir. Bu katkıların önemli bir bölümünü ise mezhep içi fıkhî istidlal faaliyetleri oluşturmaktadır. Bu faaliyetin odak noktasındaki kavramlardan biri de “usûl”dür. İbn Rüşd, mezheb birikimi içerisinde birtakım mesâili asıl olarak nitelemekte, diğer bir takım mesâili de belirlediği bu asıllara göre değerlendirmektedir. Bu kısa çalışmada öncelikle, İbn Rüşd öncesi Mâlikî literatüründe bu kavramın ne sıklıkla ve hangi anlamlarda kullanıldıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Daha sonra İbn Rüşd’ün bu kavramı kullanımı incelenmiş, çeşitli örnekler verilmek suretiyle kendisinden öncesiyle karşılaştırılmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2020 |
Kabul Tarihi | 17 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 2 |
Kocaeli İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Kocaeli Journal of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International Licence.