The good faith, which is the basis of some important provisions in Turkish Civil Law, is briefly described as “ignorance of the current legal deficiencies”. The fact that the person is not aware of the current legal deficiency regarding his legal action indicates that this person does not intend to violate the rules of law or harm anyone else. Therefore, this situation of the person who is not aware of the legal deficiency is expressed with the concept of “good faith”, which indicates a moral feature, and in some cases more advantageous legal arrangements were made in favor of the person who is not in good faith in favor of the good faith person. These regulations, which partially or completely eliminate the negative consequences of legal deficiency, are expressed as “protection of good faith”. In Islamic Law, it is seen that the ignorance of individuals regarding the current legal deficiency is taken into account in some cases when taking legal action and/or making a saving, and more advantageous legal results are reached in favor of these individuals compared to the person who knows the legal deficiency in the same situation. When these provisions are evaluated together, it can be stated that what is fundamentally taken into account is the moral nature of the person. As a matter of fact, it is clearly stated that the person who is not aware of the legal deficiency in some related issues in the classical fiqh doctrine does not mean injustice and is not malignant. This suggests that “ignorance of legal deficiencies” is taken into account as a concrete indication that the person “does not intend to violate the rules of evil or harm anyone else”. Therefore, in terms of Islamic Law, it would be appropriate to use the concept of “good faith” to express this situation of the person who is not aware of the current legal deficiency when taking legal action or making a savings. Therefore, whether the good faith can be protected or not is a problem that needs to be addressed individually for each issue in the context of conflict of interests. According to the nature of the fact that constitutes a legal deficiency, the protection of good faith may require the partial or complete sacrifice of someone else's right or a religious provision.Therefore, whether the good faith can be protected or not is a problem that needs to be addressed individually for each issue in the context of conflict of interests. According to the nature of the fact that constitutes a legal deficiency, the protection of good faith may require the partial or complete sacrifice of someone else's right or a religious provision.
Modern hukukta önemli bazı hükümlerin esasını teşkil eden “iyiniyet” kavramı kısaca “mevcut hukuki eksikliğe ilişkin bilgisizlik” olarak tarif edilmektedir. Kişinin yapmış olduğu hukuki işleme dair mevcut hukuki eksiklikten haberdar olmaması hukuk kurallarını ihlal etme veya başkasına zarar verme kastı taşımadığını gösterir. Bu nedenle hukuki eksiklikten haberdar olmayan kişinin bu durumu ahlâkî bir niteliğe işaret eden iyiniyet kavramı ile ifade edilmiş ve bazı durumlarda iyiniyetli lehine iyiniyetli olmayan kişiye nispetle daha avantajlı hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Hukuki eksikliğin olumsuz sonuçlarını kısmen veya tamamen ortadan kaldıran bu düzenlemeler “iyiniyetin korunması” olarak ifade edilmektedir. İslam hukukunda da şahısların hukuki işlem yaparken ve/veya fiilî bir tasarrufta bulunurken mevcut hukuki eksikliğe ilişkin bilgisizliklerinin bazı durumlarda dikkate alındığı ve bu şahıslar lehine aynı durumdaki hukuki eksikliği bilen kişiye nispetle daha avantajlı hukuki çözümlere ulaşıldığı görülmektedir. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde bilgi-niyet ilişkisi bağlamında temelde dikkate alınan şeyin kişinin ahlâki niteliği olduğu ifade edilebilir. Nitekim fıkıh literatüründe ilgili bazı meselelerde hukuki eksiklikten haberdar olmayan kişinin haksızlık kastetmediği ve kötüniyetli olmadığı açık bir şekilde ifade edilmektedir. Bu da “hukuki eksikliğe ilişkin bilgisizliğin” kişinin “şerî hükme/hukuk kuralına aykırı davranmayı veya bir başkasına zarar vermeyi kastetmemesi”nin somut bir göstergesi olarak dikkate alındığını göstermektedir. Dolayısıyla İslam hukuku açısından da mevcut hukuki eksiklikten haberdar olmayan kişinin bu durumunu ifade etmek üzere “iyiniyet” kavramının kullanılması isabetli olacaktır. İyiniyetin gündeme geldiği meselelerde hukuki eksiklik ile irtibatlı olarak aynı olayda birden çok (haklı) menfaatin çatışması söz konusu olabilmektedir. Bundan dolayı iyiniyetin korunup korunmayacağı, menfaatler çatışması bağlamında her bir mesele özelinde müstakil olarak ele alınması gereken hukuki bir problemdir. Hukuki eksikliği teşkil eden olgunun mahiyetine göre iyiniyetin korunması bir başkasına ait hakkın kısmen veya tamamen feda edilmesini gerektirebilmektedir. Bu çalışmada Hanefî fıkıh düşüncesi açısından iyiniyet kavramı ve iyiniyetin korunması konusu, ilgili kavramsal örgü etrafında haksız yapı örnekliğinde ele alınmaya çalışılacaktır.İyiniyetin gündeme geldiği meselelerde hukuki eksiklik ile irtibatlı olarak aynı olayda birden çok (haklı) menfaatin çatışması söz konusudur. Bundan dolayı iyiniyetin korunup korunmayacağı, menfaatler çatışması bağlamında her bir mesele özelinde müstakil olarak ele alınması gereken hukuki bir problemdir. Hukuki eksikliği teşkil eden olgunun mahiyetine göre iyiniyetin korunması bir başkasına ait hakkın veya bir şerî hükmün kısmen veya tamamen feda edilmesini gerektirebilmektedir. Bu çalışmada Hanefî fıkıh düşüncesi açısından iyiniyet kavramı ve iyiniyetin korunması konusu ilgili kavramsal örgü etrafında haksız yapı örnekliğinde ele alınmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2021 |
Kabul Tarihi | 16 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 5 Sayı: 2 |
Kocaeli İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Kocaeli Journal of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International Licence.