Katılım bankalarının sahip olduğu finansal enstrümanlar ve bankacılık işleyişleri, konvansiyonel bankacılık uygulamalarından farklılık göstermektedir. Bu nedenle, katılım bankalarının ekonomik aktiviteler üzerine olan etkilerinin ayrı bir şekilde incelenmesi ve analiz edilmesi gerekir. Son yıllarda finans sektörü içerisinde katılım bankalarınca sunulan finansman paylarının artmasıyla beraber, konu hakkında yapılan çalışmalar giderek artmış olsa da katılım bankacılığı sektörü gelişime açık pek çok alanı içerisinde barındırmaktadır. Bu bağlamda katılım bankacılığına ilişkin yapılan çalışmalar incelendiğinde, çalışmaların konuyu ağırlıklı olarak ya finansman toplamı temelinde ya da özel sektöre sağlanan finansmanlar odağında ele aldıkları tespit edilmiştir. Literatürdeki bu boşluktan hareketle çalışmada katılım bankalarınca sunulan toplam finansman kaynakları özel sektör, kamu sektörü ve mali kuruluşlar şeklinde ayrıştırılarak sektörel bazda bir etkinlik analizi yapılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda ekonomik büyüme bağımlı değişken olarak belirlenmiş ve her bir sektörün büyümeye etkisi dikkate alınmıştır. Ekonomik büyüme dışındaki değişkenler hem aykırı değerlerin yakınsanması hem de analiz sonuçlarının yüzdesel olarak yorumlanmak istenmesi amacıyla logaritmik formda analizlere dahil edilmiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından elde edilen veriler, Türkiye örneklemine ilişkin olup 2006-2022 dönemine ait 68 çeyreği kapsar. Veriler, çeyreklik olması sebebiyle mevsimsel etkilerden arındırılmıştır. Verilerin standardize edilmesinin ardından analiz kapsamında ilk olarak betimleyici istatistikler ve korelasyon matrisi sunulmuştur. Korelasyon matrisi sonuçlarına göre ekonomik büyüme ile özel sektöre sağlanan finansmanlar arasında pozitif, kamu ve mali kuruluşlara sağlanan finansmanlar arasında negatif korelasyon olduğu tespit edilmiştir. Korelasyon matrisinden elde edilen bir diğer önemli bulgu ise çoklu doğrusal bağlantı sorununun olmamasıdır. Ardından gerek sahte regresyon sorununu ekarte etmek için gerekse de kullanılacak olan yönteme karar verebilmek için hem geleneksel hem de yapısal kırılmaları dikkate alan birim kök testleri uygulanmıştır. Uygulanan birim kök testlerinin ortak sonucu olarak A-ARDL tahmin yönteminin tercih edilmesinin daha etkili sonuçlar vereceğine karar verilmiştir. Tahmin yönteminden elde edilen bulgulara göre, ekonomik büyüme ile katılım bankalarınca özel sektöre, kamu sektörüne ve mali kuruluşlara sağlanan finansmanlar arasında farklı anlamlılık seviyelerinde eş bütünleşme ilişkisi vardır. Bu sonuç modelde yer alan değişkenlerin uzun dönemde birlikte hareket ettiği ve doğrusal bileşimlerinin denge noktasına yakınsandığı anlamına gelir. Uzun dönem katsayılar açısından katılım bankaları tarafından özel sektöre sağlanan finansmanlar ekonomik büyümeyi pozitif etkilemiştir. Bu sonuç katılım bankalarının hane halkları ve firmalara sağladıkları finansman süreçlerinde seçici davrandıklarını ve topladıkları katılım fonlarını ekonomik büyüme üzerinde olumlu etkisi olacak alanlara plase ettikleri şeklinde yorumlanabilir. Diğer yandan kamu sektörüne sunulan finansmanlar ise ekonomik büyümeyi negatif etkilemiştir. Bu sonuç ilk bakışta katılım bankalarınca kamu sektörüne sağlanan finansmanların ekonomik büyümeyi olumsuz etkilediğini göstermektedir. Ancak kamu sektörüne sağlanan finansmanların büyüme üzerine olan etkisi tam da böyle olmayabilir. Çünkü katılım bankaları tarafından yerel yönetimlere ve mali olmayan kamu girişimlerine sağlanan kaynaklar genellikle kamu alt yapı yatırımları gibi özel sektör tarafından kârlı bulunmayan kamu hizmetlerinin finansmanı için kullanıldığından bu kaynakların olumlu etkilerinin ortaya çıkmasının daha uzun zaman alması beklenir. Benzer şekilde mali kuruluşlara sağlanan finansmanların da ekonomik büyüme üzerinde olumlu etkisi olmamıştır. Kısa dönemde ekonomik büyüme üzerinde en etkili olan faktör, ekonomik büyümenin kendi gecikmeli değerleridir. Ayrıca, Türkiye’nin tecrübe ettiği önemli yapısal kırılmaları temsil eden kukla değişkenlerin negatif ve istatistiksel olarak anlamlı olan katsayıları, 2008 küresel ekonomik krizinin ve 2019'da meydana gelen pandeminin ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etkilerine ampirik bir kanıt oluşturmaktadır. Sonuç olarak katılım finansmanı açısından ekonomik büyüme üzerinde en etkili olan faktörün katılım bankalarınca özel sektöre sunulan finansmanlar olduğu açıktır. Bu yüzden ekonomik aktivitelerdeki etkinliğin arttırılması adına katılım bankalarınca özel sektöre sağlanan finansmanların teşvik edilmesi ve kamu sektörüne sağlanan finansmanların etkinliğinin arttırılması adına kamu denetim mekanizmalarının daha aktif bir şekilde işletilmesi önerilebilir.
Katılım Finansman Ekonomik Büyüme Katılım Bankacılığı ARDL Eş Bütünleşme.
Çalışma bilimsel araştırma ve yayın etiğine uygun bir şekilde hazırlanmıştır.
Yoktur.
Yoktur.
Yoktur.
Participation banks' financial instruments and banking operations differ from conventional banking operations. Therefore, the effects of participation banks on economic activities should be examined and analysed separately. With the increase in the share of financing offered by participatory banks in the finance sector in recent years, studies on the subject have increased gradually. However, it still includes many areas open to development. In this context, studies on participation financing mainly examine the issue based on the total financing or the financing provided to the private sector. Based on this gap in the literature, it aims to make an efficiency analysis on a sectoral basis by separating the total financing resources offered by participation banks into private sector, public sector, and financial institutions. For this purpose, the variable of economic growth indicator of economic efficiency in the study is the dependent variable. Variables other than economic growth are in logarithmic form to converge outliers and interpret the analysis results as percentages. Variables other than economic growth were included in the logarithmic analysis to converge the outliers and interpret the analysis results as percentages. The study covers the sample of Türkiye and 63 quarters for 2006-2022. The data source is the Central Bank of the Republic of Türkiye. Since the data are quarterly, data are seasonally adjusted. After standardizing the data, the study first presents descriptive statistics and a correlation matrix within the scope of analysis. According to the results of the correlation matrix, there is a positive relationship between economic growth and financing provided to the private sector and a negative relationship between financing provided to the public and financial institutions. Another important finding from the correlation matrix is no multicollinearity problem. Then, the study applies unit root tests that consider both traditional and structural breaks to rule out the spurious regression problem and decide on the method. Preferring the A-ARDL estimation method, the common result of the applied unit root tests gives more effective results. According to the estimation method findings, the economic growth variable and the financing variables provided by participation banks to the private sector, public sector, and financial institutions are co-integrated at different levels of significance. This result means that the variables in the model move together in the long run, and their linear combinations converge to the equilibrium point. Regarding long-term coefficients, financing provided to the private sector by participation banks positively affects economic growth. This result can be interpreted as the participation banks are selective in the financing processes they provide to households and companies and place the participation funds they collect in areas that will positively affect economic growth. Although this result has a negative impact on the economic growth of the financing provided to the public sector by participation banks, this may not be precisely the case. Because the resources provided by participation banks to local governments and non-financial public enterprises are generally for financing public services that are not profitable by the private sector, such as public infrastructure investments, the positive effects of these resources take much longer to emerge. Similarly, the financing provided to financial institutions does not positively affect economic growth. In the short run, the most influential factor on economic growth is the lagged values of economic growth. In addition, the negative and statistically significant coefficients of the dummy variables representing the significant structural breaks experienced by Türkiye provide empirical evidence for the negative effects of the 2008 global economic crisis and the 2019 pandemic on economic growth. As a result, the most influential factor on economic growth in terms of participation financing is private sector financing. Therefore, to increase the efficiency in economic activities, public audit mechanisms should be used more actively to encourage the financing provided to the private sector by the participation banks and to increase the efficiency of the financing provided to the public sector.
Participation Finance Economic Growth Participation Banking ARDL Co-Integration.
Yoktur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Katılım Bankacılığı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Yoktur. |
Erken Görünüm Tarihi | 13 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 6 Sayı: Özel Sayı |