Bilgi çağının yaşandığı günümüzde, bilgi hem kişisel bir kaynak hem de kilit ekonomik kaynak olarak değerlendirilmekte ve anlamlı tek kaynak olarak benimsenmektedir. Bilginin oluşumuna katkı verecek, bilgiyi değerlendirecek ve onu kullanacak olan ise insandır. Günümüz bilgi toplumunda bilginin erişilebilir olması ve akışkanlığının sağlanması, bilgi temelli ekonominin yanı sıra yasal düzenlemelerle de desteklenmektedir. Türkiye’de 2003 Ekim ayında kabul edilen ve 2004 Nisan’da yürürlüğe giren Bilgi Edinme Hakkı Kanunu söz konusu yasal altyapının temelini oluşturmaktadır.2001 yılında Avrupa Komisyonu’nun yayınladığı “Beyaz Rapor” da iyi yönetişimin ilkeleri belirlenmiştir. Bu ilkelerin Türkiye’de de uygulanabilmesinin en önemli adımlarında biri olan bilgi edinme hakkı vatandaşa yasal bir hak olarak tanınmıştır. Bu çalışmada vatandaşa tanınan bu yasal hakkın yönetişim ilkeleri açısından değerlendirilmesi yapılmaya çalışılmıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 2010 Sayı: 2 |