AMAÇ: Araştırmada, ani solunum sistemi değişiklikleri ya da kronik solunum sistemi şikayetleri ile başvuran ve yabancı cisim çıkarılan vakaların klinik özellikleri değerlendirilmiştir. Bu vakalarda aspire edilen cismin organik veya inorganik olmasına göre bulgularda farklılık olup olmadığının, erken ve geç başvuran vakaların ilk başvuru bulgularındaki ve uzun dönem bulgularındaki farklılıkların, risk faktörlerinin aspirasyon sıklığına etkisinin olup olmadığının incelenmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Bu çalışma, Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, Çocuk Göğüs Hastalıkları kliniğine 2007 ve Aralık 2018 tarihleri arasında yabancı cisim aspirasyonu şüphesi ile başvuran 124 vakanın dosyası retrospektif incelenerek gerçekleştirildi. Vakaların tıbbi öyküsü, fizik muayenesi, yaşı, cinsiyeti, ailelerin gelir durumu ve sosyokültürel yapısı ile ilgili bilgiler, başvurudaki mevsimsel özellikler, ilk geliş şikayetleri, şikayetlerinin başlama zamanı ile hastaneye başvuru zamanı arasındaki süre, solunum sistemi şikayet ve bulguları (öksürük, hışıltı, nefes darlığı, solunum seslerinin tek taraflı azalması ve/veya artması, belirli akciğer bölgesinde devam eden dinleme bulguları), radyoloji bulguları(atelektazi, havalanma farkı, trakeal deviasyon, konsolidasyon), bronkoskopi bulguları, çıkartılan yabancı cisim çeşidi (organik, inorganik), takipte gelişen komplikasyon ve kronik şikayet sonuçları kullanıldı.
BULGULAR:Yabancı cisim aspirasyonu şüphesi olan 124 olgunun %73’ünde (n:91) yabancı cisim bulundu. Bu vakaların %60’ ı (n:75) erkek ve %40’ ı (n:49) kız idi. Ortalama yaş 25 ± 19 ay (min-max: 7-121 ay) idi. Vakalar %89 (n:81) sıklıkta 0-3 yaş aralığında saptandı. Yabancı cisim çıkarılan vakaların ebeveyn eğitim durumu incelendiğinde; annelerin %77’ inin (n:70) ve babaların %75’ inin (n:68) ilköğretim mezunu olduğu bulundu. Evde yaşayan kişi sayısı dörtten fazla olan %62 (n:57) vaka olduğu bulundu. Yabancı cisim aspirasyonu vakalarının %22’ si (n:20) ilk üç gün içinde başvurmuştu. Başvuruda en sık ilk üç şikayet; öksürük, hırıltı ve morarma idi. Yabancı cisim çıkarılan vakaların % 39’ unda (n:36) kronik şikayet mevcuttu. En sık kronik şikayet % 58 (n:21) kuru vasıfta öksürük idi. Yabancı cisim çıkarılan vakaların %55’inde (n:50) posteroanterior akciğer grafisi ve %31’ inde (n:28) fizik muayene normal olarak saptanmıştır. En sık fizik muayene bulgusu ral % 29 (n: 26) ve akciğer grafisinde en sık pozitif bulgu havalanma artışı %29 (n: 26) olarak saptandı. Tüm hastalara bronkoskopi yapıldı. Çıkarılan yabancı cisimlerin %94’ ünün (n:85) organik ve %6’ sının (n:6) inorganik özellikte olduğu görüldü. Organik cisimler en sık %38 (n:32) sağ bronştan ve %26 (n:22) sol bronştan; inorganik cisimler %50 (n:3) sağ bronştan ve %33 (n:2) sol bronştan çıkarıldı. İlk üç gün başvuran vaka sayısı %22 (n:20) iken, bunun %70’ inin (n: 14) kuruyemiş aspirasyonu olduğu tespit edildi. İlk üç gün içinde başvuran yabancı cisim aspirasyonu vakalarının % 20’ si (4/20) normal fizik muayeneye ve % 60’ ı (12/20) normal akciğer grafisine sahipti. İlk üç gün tanı alan vakaların %40’ ında (8/20) kronik şikayet görülürken, üç günden sonra tanı alan vakaların %53’ünde (38/71) kronik şikayetlerin olduğu tespit edildi.
SONUÇ: Hastaların önemli bir kısmında fizik muayene bulguları ve akciğer grafi sonuçları normal saptandı. Buna göre; şüphenin ve detaylı bir anamnezin tanıda en önemli ipuçları olduğu aşikardır. Anne eğitimi düşük olan ailelerde vakaların daha geç tanı aldığı, eğitim düzeyi arttıkça bu konuda farkındalığın arttığı görüldü. Üç yaş altı çocuklarda küçük parça oyuncak verilmemesi önerilmektedir. Buna rağmen tam çiğneyemeyen 0-3 yaş grubu çocuklarda anne eğitim düzeyi farketmeksizin en çok kuruyemişin aspire edildiği görüldü. Bu sebeple üç yaş altı çocuklu ailelerde beslenme alışkanlığının ve bu konuda aile eğitiminin mutlaka değiştirilmesi gerekmektedir.
OBJECTIVE: In the study, clinical features of cases presenting with sudden respiratory system changes (such as respiratory distress, wheezing) or chronic respiratory system complaints and whose foreign body was removed were evaluated. In these cases, it was investigated whether there were any differences in the findings depending on whether the aspirated substance was organic or inorganic. In addition, it was aimed to investigate whether there were any differences between the early and late findings of instant and delayed intervention, and whether risk factors affect the frequency of aspiration.
MATERIAL AND METHODS: This retrospective study was conducted by examining the files of 124 cases who presented to Necmettin Erbakan University Meram Medical Faculty Pediatric Chest Diseases clinic between 2007 and December 2018 on suspicion of foreign body aspiration. Demographic data including medical history, physical examination, age, gender, income status and sociocultural structure of 124 cases admitted on suspicion of foreign body aspiration (FBA) as well as seasonal characteristics in the application, their first-time complaints, the time between the onset of complaints and the admission to the hospital, their respiratory system complaints and symptoms (cough, wheezing, shortness of breath, unilateral decrease and / or increase of respiratory sounds), radiological findings (atelectasis, ventilation difference, tracheal deviation, consolidation), bronchoscopy findings, type of foreign body removed (organic, inorganic), complications during follow-up and chronic complaint results were used in the study.
RESULTS: Foreign body aspiration rate was found 73 % (n:91). Gender distribution ratio was 60% (n: 75) male and 40% (n: 49) female. Mean age of the patients was 25 ± 19 months (min-max: 7-121 months). The cases were found in the 0-3 age range with a frequency of 89% (n: 81). When the education level of the parents was investigated, it was found that 77% (n: 70) of mothers and 75% of fathers (n: 68) were primary school graduates. 62% (n: 57) of the cases lived in the same home with more than four people. It was determined that 22% (n: 20) of the foreign body aspiration cases applied within the first three days. The first three most common complaints in the application were cough, wheezing and cyanosis. Chronic complaints were present in 39% (n: 36) of the cases. The most common chronic complaint was dry cough in 58% (n: 21). Posteroanterior chest X-ray findings in 55% (n: 50) and physical examination findings in 31% (n: 28) were normal. The most common physical examination finding was crackles, and it was determined in 29% (n: 26). The most common positive finding on chest X-ray was air trapping and it was determined in 29% (n: 26). All patients underwent bronchoscopy. 94% (n: 85) of the detected foreign bodies were organic while 6% (n:6) of them were inorganic. Organic bodies were 38% (n: 32)removed from the right bronchus while 26% (n: 22) of them wereremoved from the left bronchus. 50% (n: 3) of inorganic bodies were removed from the right bronchus while 33% (n: 2) of them were removed from the left bronchus. Whereas the number of cases admitted for the first three days was 22% (n: 20), 70% of this (n: 14) was determined as snack aspiration. 20% (n:4) of cases who presented to hospital in first three days had normal physical examination and 60% (n:12) of them had normal chest radiography. Chronic complaints were seen in 40% (n:8) of the patients diagnosed in the first three days while 53% (n:38) of the patients diagnosed after three days had chronic complaints.
CONCLUSIONS: Physical examination findings and chest x-ray results were found as normal in the majority of the patients. This finding reveals that a detailed medical history and suspicion are the most important clues in diagnosis. It was observed that cases with low maternal education level were diagnosed later, and awareness increased on foreign body aspiration as education level increased. It is recommended that toys with small pieces not to be given children younger than 3 years old. Regardless of mothers' education level, it was observed that snacks were the most frequent aspirated bodies in 0-3 age group children who could not chew properly. For this reason, it was suggested to change the child feeding habits in families with children under the age of three and to provide education to families.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Makaleler-Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Mayıs 2021 |
Kabul Tarihi | 19 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |