With the developments in nanotechnology, nanomaterial-based drug delivery systems with their increasing and ease of use, have powerful properties in targeting drug molecules to tumor tissue, breaking multi-drug resistance in tumor cells and improving the dose-dependent reduced therapeutic effect. In recent years, interest in nanomaterials has been increasing with the development of new methods and approaches based on nanotechnology in anticancer treatment strategies targeting many types of cancer. With the rapid progress of developments in nanotechnology, the integration of nanomaterials into cancer therapeutics and the specific targeting of markers on the surfaces of cancer cells have provided revolutionary improvements in cancer treatment. Due to drug loading in nanocarrier systems, drug delivery systems can be redesigned by changing the sizes, morphologies and surface chemistry of the components with various methods for improved drug half-life, controlled and selective drug release, which reduces the toxicity caused by increased drug loading in the body. Thus, custom-made nanomaterials can predictably target cancer cells, effectively delivering the loaded drugs to the cancer cell. So far, polymeric nanomaterials, metallic nanoparticles, carbon-based materials, liposomes and dendrimers have been produced for use in smart drug delivery systems with superior pharmacokinetic and pharmacodynamic profiles prepared compared to conventional formulations due to their nanoscale dimensions and versatile physicochemical properties in cancer therapy. In this review, it is aimed to reveal the advantages and disadvantages of the physicochemical, pharmacokinetic and pharmacodynamic properties of various drug delivery systems, including nanoparticles, micelles, carbon nanotubes, dendrimers, quantum dots and liposomes, which are used as the basis for the creation of drug delivery systems. In addition, the application areas of two different drug transport methods, passive and active transport, in cancer treatment are discussed, and it creates a perspective for those interested in the subject in terms of the use of nanocarrier systems in future clinical studies.
Nanoteknolojideki gelişmelerle beraber her geçen gün artan kullanım alanı ve kolaylığı ile nanomalzeme temelli ilaç taşıma sistemleri; ilaç moleküllerinin tümör dokusuna hedeflenmesi, tümör hücresindeki çoklu ilaç direncinin kırılması ve doza bağlı azalmış teröpatik etkinin iyileştirilmesinde potansiyel güçlü özelliklere sahiptir. Son yıllarda, birçok kanser türünü hedefleyen antikanser tedavi stratejilerinde, nanoteknolojiye dayalı yeni metotlar ve yaklaşımların geliştirilmesiyle nanomalzemelere karşı ilgi artmaktadır. Nanoteknolojideki gelişmelerin hızlı bir şekilde ilerlemesiyle birlikte nanomalzemelerin kanser terapötiklerine entegrasyonu ve kanser hücrelerinin yüzeylerinde bulunan belirteçlere spesifik hedeflenmesi kanser tedavisinde devrim niteliğinde iyileşmeler sağlamıştır. Nano taşıyıcı sistemlerinde ilaç yüklemesi sayesinde vücutta artan ilaç yüklenmesi nedeniyle oluşan toksisitenin azalmasını sağlayan iyileştirilmiş ilaç yarı ömür, kontrollü ve seçici ilaç salınımı için bileşenlerin boyutları, morfolojileri ve yüzey kimyaları çeşitli yöntemlerle değiştirilerek ilaç taşıma sistemleri yeniden tasarlanabilmektedir. Böylece özel yapım nanomateryaller, kanser hücrelerini öngörülebilir bir şekilde hedefleyerek yüklü ilaçları etkili bir şekilde kanser hücresine iletebilir. Şimdiye kadar, kanser tedavisinde nano ölçekli boyutları ve çok yönlü fizikokimyasal özellikleri nedeniyle geleneksel formülasyonlara göre hazırlanmış daha üstün farmakokinetik ve farmakodinamik profillere sahip akıllı ilaç salınım sistemlerinde kullanılması için polimerik nanomateryaller, metalik nanopartiküller, karbon bazlı materyaller, lipozomlar ve dendrimerler üretilmiştir. Bu derlemede, ilaç taşıma sistemlerinin oluşturulmasında temel olarak kullanılan nanopartiküller, miseller, karbon nanotüpler, dendrimerler, kuantum noktaları ve lipozomlar dahil olmak üzere çeşitli ilaç salınım sistemlerinin fizikokimyasal, farmakokinetik ve farmakodinamik özelliklerinin avantajları ve dezavantajlarının ortaya konması amaçlanmıştır. Bunun yanı sıra pasif ve aktif taşıma olmak üzere iki farklı ilaç taşıma yönteminin kanser tedavisindeki uygulama alanları tartışılarak nanotaşıyıcı sistemlerin gelecekteki klinik çalışmalarda kullanımları açısından konuyla ilgilenenler için bir perspektif oluşturmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 3 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |