Öz
ÖZ
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı halluks valgus tanısı ile proksimal metatarsal osteotomi ya da distal metatarsal osteotomi uygulanarak cerrahi yöntemle tedavi edil-miş hastalarda metatars uzunluğundaki değişimin kli-nik sonuca etkilerini araştırmaktır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Toplam 62 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların 9 tanesi erkek ve 53 tanesi kadındı. Çalışma grubunda ameliyat esnasında ortalama yaş 45.9 yıldı. Hastaların 30 tanesine kresentik proksimal osteotomi (KPO) ve 32 tanesine distal chevron osteotomisi (DCO) uygulandı. Ortalama ameliyat sonrası takip süresi 24.3 aydı. Ameliyat sonrası 4. haftada, 3, 6, 12.aylarda ve daha sonra yıllık takip muayenelerindeklinik ve radyolojik değerlendirme yapıldı. American Orthopedic Foot and Ankle Society (AOFAS) skoru, Visual Analogue Scale (VAS) skoru, metatarsal uzunluk, halluks valgus açısı (HVA) ve intermetatarsal açı (IMA) değerlendirme kriterleri olarak belirlendi.
BULGULAR: Hem distal chevron osteotomisi hem de kresentik proksimal osteotomi uygulanan hastalarda ortalama HVA ve ortalama IMA ameliyat öncesi döneme göre ameliyat sonrası takiplerde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde gerilemiştir. Birinci metatars uzunluğundaki ortalama değişim distal chevron osteotomisi sonrası -2.8 mm iken kresentik proksimal osteotomi sonrası -1.2 mm ölçüldü. Halluks valgus açısının ortalama düzelme miktarı distal chevron grubunda 13.6 derece ve kresentik proksimal osteotomi grubunda 20.4 derece idi. 3 mm’den fazla metatars kısalması olan hastalarda anlamlı olarak daha kötü VAS skorları tespit edildi. Çalışmamızda hiçbir hastada kaynamama veya metatars başında avasküler nekroz gözlemlenmemiştir. Son kontrolde DCO grubundan 8 hasta ve KPO grubundan 5 hasta benzer şikayetleri olan başka hastalara ameliyatı tavsiye etmeyeceğini bildirmiştir.
SONUÇ: Distal chevron osteotomisi kresentik proksimal osteotomiye kıyasla birinci metatars uzunluğunda daha yüksek oranda kısalmaya ve bununla bağlantılı olarak daha yüksek oranda transfer metatarsaljiye yol açmaktadır.