Hemen her dilde, hoş karşılanmayan, insanda iğrençlik veya korku uyandıran sözcükler vardır. Bu sözcükler, daha çok tabu kaynaklıdır ve kullanımı hoş olmayan yasaklı sözcüklerdir. Bu tür olumsuz çağrışımlı sözcüklerin yerine, insanlarda olumlu duygular uyandıran başka sözcükler kullanılır. Kötü çağrışımlı sözcüklerin yerine kullanılan bu sözcüklere “örtmece” veya “güzel adlandırma” denir. İnsanlar bazen çok fazla saygı duydukları varlığın adını ulu orta söylemenin endişesini taşırlar. Bu durum, saygı ile korku karışık bir duygudan ortaya çıkar. Toplumlar, bazen yüce varlıkların asıl adlarının verdiği yükten kurtulmak için, “örtmece” yoluna başvururlar. Saygı ile korkuyu birlikte yansıtan varlıkların başında ise “Tanrı” ve olağanüstü varlıklar gelir. Bu nedenle birçok toplum, Tanrı'nın gerçek adı yerine ya başka bir sözcük kullanırlar ya da adını söylemeden Tanrı'yı anarlar. Birçok toplumda “Tanrı” ve “gök” (üstte bulunan varlık) birbiriyle eşanlamlı olarak kullanılır ve birbirlerinin yerine geçerler. Türklerin bilinen en eski sözcüklerinden biri de “tengri”dir. Bu sözcük, eski dönemlerde hem “gök” hem de “Tanrı” anlamlarında kullanılmıştır.
Bu çalışmada, Eski Türkçeden itibaren rastladığımız hem “gök” hem de “Tanrı” anlamına gelen “tengri” kelimesinin, örtmece (güzel adlandırma) olup olmadığını tartıştık.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 23 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 3 |