Türk süsleme sanatları, yüzyıllar boyunca din ve inançların yön vermesi ve gelenek ve göreneklerin de etkisiyle üsluplaştırılmış ve olağanüstü estetik bir niteliğe ve son derece zengin bir yapıya kavuşmuştur. Türk süsleme sanatlarının en köklü alanlarından biri olan Türk çini sanatı da bu süreçte bünyesine her dönemde yenilikler katarak gelişimini sürdürmüş ve tarihi boyunca eşsiz örnekler ortaya koyarak günümüze kadar ulaşmıştır. Uygurlarla başlayan çini sanatı Anadolu’ya Selçuklular eliyle gelmiş, o dönemde çok güzel örnekler sunulmuştur. Osmanlı döneminde ise olağanüstü bir gelişme göstererek doruk noktasına ulaşmış ve üstün nitelikte eserler ortaya konmuştur. Süsleme sanatlarında desenin en temel unsuru motiftir. Türk süsleme sanatlarında varlıklar doğada oldukları şekilde taklit edilmemiş, üsluplaştırma yoluna gidilmiştir. Süsleme sanatlarında çiçek grubu geniş bir repertuvara sahiptir. Çiçekler de tam ve yarı usluplaştırılmış şekilde kullanılmışlardır. Bunlardan ‘Hatayi Grubu’ denilen hatayi, penç ve goncagül tam üsluplaştırılan çiçeklerdir. Klasik dönem İstanbul hanedan türbelerinden Kanuni Sultan Süleyman Türbesi, devletin çini sanatı da dahil olmak üzere her alanda zirve yaptığı 16. yüzyılda saltanatta olan ve batılı tarihçiler tarafından “Muhteşem”, “Büyük Türk” ve “Kanuni” şeklinde adlandırılan Kanuni Sultan Süleyman’a ait olması ve Mimar Sinan’ın en önemli mezar anıtı olması nedeniyle sanat tarihimizde mutena bir yere sahiptir. Türbenin giriş revakı ve iç mekanının duvarları 16. yüzyıla ait eşsiz İznik çinisi panolarla bezenmiştir. Bu çalışmada, Türk çini sanatında ve özellikle de Klasik dönem çinilerindeki desenlerde çok yoğun biçimde kullanılan tam üsluplaştırılmış motifler olan hatayi, penç ve goncagül motifleri, Sultan Süleyman’ın Mimar Sinan yapısı olan türbesi örneğinde incelenecektir.
Turkish decorative arts have been stylized over the centuries, guided by religions and beliefs, and under the influence of traditions and customs, and have attained an extraordinary aesthetic quality and an extremely rich structure. Turkish tile art, one of the most established fields of Turkish decorative arts, has continued its development by adding innovations in every period and has survived to the present day by producing unique examples throughout its history. Tile art, which started with the Uyghurs, came to Anatolia with the Seljuks, and very beautiful examples were presented at that time. During the Ottoman period, it showed an extraordinary development and reached its peak and unique works were produced. The most basic element of the pattern in decorative arts is the motif. In Turkish decorative arts, entities were not imitated as they were in nature, but were stylized. The flower group has a wide repertoire in decorative arts. Flowers were also used in full and semi-stylized ways. Among these, hatayi, penç and rosebud, called the 'Hatayi Group', are fully stylized flowers. The Tomb of Suleiman the Magnificent, one of the dynastic mausoleums of the classical period in Istanbul, belongs to Suleiman the Magnificent, who reigned in the 16th century when the state was at its peak in every field, including tile art, and was called "The Magnificent", "The Great Turk" and "The Magnificent" by western historians. It has a very important place in our art history as it is the most important tomb monument of Mimar Sinan. The entrance portico and the walls of the interior of the tomb are decorated with unique Iznik tile panels from the 16th century. In this study, hatayi, penç and rosebud motifs, which are fully stylized motifs used extensively in Turkish tile art and especially in the patterns of Classical period tiles, will be examined on the example of Sultan Suleiman's tomb, which was built by Mimar Sinan.
Tile Hatayi Penç Rosebud The Tomb of Suleiman the Magnificent.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çini Sanatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Nisan 2024 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 15 |