Dil ve cinsiyet arasındaki ilişki, kültürel dokunun ve toplumsal normların temel taşlarından birini oluşturur. Dil, sadece bir iletişim aracı olarak değil, aynı zamanda kültürel değerlerin, normların ve toplumsal rollerin iletilmesinde de önemli bir rol oynar. Toplumsal cinsiyetin dilbilgisi açısından incelenmesi, cinsiyet normlarının, rollerinin ve ilişkilerinin anlaşılması için kritik bir öneme sahiptir. Dilbilimciler, dilin yapıları, terimleri ve ifadeleri üzerinden toplumsal cinsiyetle ilgili normları, beklentileri ve ayrımcılığı analiz ederek, toplumsal cinsiyetin dil içinde nasıl yansıtıldığını ve pekiştirildiğini anlamaya çalışırlar. Çin toplumunda, cinsiyetçi sosyal uygulamaların derin kökleri bulunmaktadır ve bu uygulamalar, Çincenin her alanını etkilemiştir. Araştırmalar genellikle cinsiyetçi deyimler, küçümseyici kelimeler, kadınlara yönelik aşağılayıcı hitap biçimleri ve cinsiyetçi Çince karakterler gibi dil öğelerini incelemektedirler. Bu unsurlar, dilsel değişimin belirgin alanlarından birini oluşturur ve toplumsal cinsiyet dinamiklerini anlamak için önemli ipuçları sunar. Bu makale, dil ve toplumsal cinsiyet arasındaki karmaşık ilişkiyi incelemekte ve özellikle Çince kelimelerdeki cinsiyetçilik ve dildeki bu cinsiyetçiliğin sosyo-kültürel temelleri üzerine odaklanmaktadır. Makalede yine dilin sadece iletişim aracı olmanın ötesinde kültürel değerleri ve toplumsal normları aktardığı, Çin toplumunda cinsiyetçi sosyal uygulamaların uzun bir geçmişi olduğu ve bu uygulamaların Çincenin her öğesine, özellikle Çince kelimelere etki ettiği belirtilmektedir.
The relationship between language and gender constitutes one of the cornerstones of the cultural fabric and social norms. Language plays an important role not only as a means of communication but also in communicating cultural values, norms and social roles. The grammatical study of gender is critical to understanding gender norms, roles and relations. By analyzing gender norms, expectations and discrimination through the structures, terms and expressions of language, linguists seek to understand how gender is reflected and reinforced in language. In Chinese society, gendered social practices have deep roots and have affected every aspect of Chinese. Research often examines language elements such as sexist idioms, derogatory words, derogatory forms of address towards women, and sexist Chinese characters. These elements constitute one of the salient areas of linguistic change and provide important clues for understanding gender dynamics. This article explores the complex relationship between language and gender, with a particular focus on sexism in Chinese vocabulary and the socio-cultural underpinnings of this sexism in language. The article also argues that language is not only a means of communication but also conveys cultural values and social norms, that there is a long history of sexist social practices in Chinese society, and that these practices affect every element of Chinese language, especially Chinese words.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kültürel çalışmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Nisan 2024 |
Gönderilme Tarihi | 24 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 15 |