Çocuklar, çocuk olmasından dolayı özel olarak bir takım haklara sahiptir. Bu haklar farklı belgelerde ifade edilmekle birlikte, çocuk hakları konusunda en temel belge (20 Kasım) 1989 yılında benimsenerek (14 Eylül) 1990 yılında yürürlük kazanan “Çocuk Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi”dir. Çocuğun sağlıklı bir birey olarak gelişmesine odaklanan bu Sözleşme’de; ayrımcılık yasağı, yaşama ve gelişme, yararına öncelik tanıma, görüşleri dikkate alma ve katılım sağlama ilkeleri benimsenmektedir. Benimsenen ilkeler çerçevesinde toplumun hassas bir tarafını oluşturan çocukların olumsuzluklarla karşılaşmaması ve yaşam kalitesinin sağlanması adına, kamu yönetimi içinde ayrı örgütlenmelere ve politikalara ihtiyaç duyulmaktadır. İfade edilenler kapsamında bu çalışmada çocuklarla ilgili göstergelerde öne çıkan ülkelerde (Norveç, İsveç, Hollanda, İzlanda, Belçika ve Portekiz) nasıl bir örgütsel yapının geçerli olduğu ve hangi tür politikaların öne çıktığı inceleme konusu yapılmaktadır. Gerçekleştirilen incelemede çocuğa yönelik örgütlenmede, ülkelerin yönetim yapı ve kültürlerinin etkili olduğu, çocuk istismarını kapsayan çocuk koruma konusunda merkezi yönetimin öne çıktığı tespit edilmektedir. Yerel yönetimler ise merkezi yönetimi tamamlayacak şekilde çocuk koruma konusunda bazı görevler üstlenmekle birlikte daha çok eğitim, çocuk refahı ve sosyal hizmetler alanında öne çıktığı anlaşılmaktadır. Ayrıca ilgili ülkelerde çocuğun ağırlıklı olarak sağlık ve sosyal hizmetler sistemi kapsamında ele alınmakla birlikte aile odaklı (katılım ve ilişki kurma esasına dayalı) yaklaşımların da önem kazandığı görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 12 Sayı: 22 |