Moğol istilâsı, etkileri ve sonuçları açısından İslâm tarihinin en büyük felaketi olarak kabul edilmiştir. Bir asra yakın süren bu istilâ süresince milyonlarca Müslüman öldürülmüş, sayısız âlim ve fakih katledilmiş, İslâm kültür ve medeniyetini yansıtan bütün değerler yok edilmeye çalışılmıştır. İslâm tarihinin bu en yıkıcı hadisesinde fukahânın, Moğollara karşı mücadelelerini; siyasi, fikri ve askeri alanda olmak üzere üç temel başlıkta özetlemek mümkündür. Fukahâ, Moğol istilâsı öncesi ve devamında elçilik ve yazışma görevlerinde bulunmuş, İslâm ülke liderlerini Moğollarla savaşmaya teşvik etmiş, Müslüman liderlerden dâhili çekişmeleri bir kenara bırakarak ortak düşmana karşı birlik içerisinde hareket etmelerini istemiş ve bu konuda bir kısım tavsiye ve girişimlerde bulunmuşlardır. İlim ehlinin ve eserlerinin yok edilmeye çalışıldığı bu felaket karşısında ulemâ ve fukahânın tavrının bilinmesi önemlidir. Aksi takdirde büyük bir töhmetin altında kalmaları söz konusu olacaktır. Amacımız; nisbeten kapalı kalan bu mevzunun açığa çıkmasına katkı sağlamak ve fukahânın Moğollara karşı tavırlarını daha bütüncül açıdan incelemeye çalışmaktır.
The Mongol invasion has been regarded as the greatest disaster in Islamic history in terms of its effects and consequences. During this invasion that lasted for almost a century, millions of Muslims, countless scientists and jurists (fuqahāʾ) were killed, and attempts of all values reflecting the Islamic culture and civilization were seen. In this most destructive event in the history of Islam, the fight of the fuqahāʾ against the Mongols can be summarized under three main headings such as the political, intellectual and military headings. Fuqahāʾserved as messengers and correspondents before and after the Mongol invasion, encouraged the leaders of Islamic countries to fight the Mongols, they asked Muslim leaders to act in unity against the common enemy, leaving aside the internal conflicts and made some recommendations and initiatives on this issue. In addition, they mobilized the public with sermons (khuṭba) and sermons, which were among the most effective media tools. Also they compiled books to reveal the virtue of struggle (jihād), and reminded the necessity of avoiding all kinds of evils and paid attention to the necessity of spiritual struggle as well as material struggle. In addition, when necessary, regardless of their age and position, they fought with the Islamic soldiers against the enemy, either martyred or taken as prisoners and subjected to severe torture. It is important to know the attitude of scientists and fuqahāʾ towards this catastrophe in which the Mongols tried to destroy themselves and their works. Otherwise, people might think that the fuqahāʾ did not do anything against the Mongol attacks. Our aim is to contribute to the emergence of this relatively closed question and to try, in a more global way, to clarify the attitude of the fuqahāʾ towards the Mongols.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri / Research Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 16 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 37 |
K.S.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, elektronik ortamda yayınlanmaktadır.
ilahiyatdergi@ksu.edu.tr
Derginin Tarihçesi
Derginin Adı | ISNN | e-ISNN | Başlangıç Yılı |
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi | 1304-4524 | 2651-2637 | 2003 |