İnsan sosyal yaşamının belli bir kısmını kamuya ait park, yol, göl, nehir, mera gibi alanlarda sürdürmektedir. Ortak kullanım alanlarının imarı, korunması ve topluma açık bir şekilde, hakkaniyete uygun olarak istifade edilmesi insan hayatına büyük katkılar sağlamaktadır. Şehirleşmenin hızla arttığı günümüzde ortak kullanım alanlarının ne kadar önemli olduğu daha iyi fark edilir hale gelmiştir. Günümüzde genel olarak kamu malı olarak adlandırılan ve toplumun hizmetine sunulan bu alanlar hem İslam hukukunda hem de pozitif hukukta devlet güvencesi altına alınmıştır. Zira bu tür mekanların halka açık ve kullanılabilir halde kalması bir otoriteye ihtiyaç duyurmaktadır. Günümüzde halkın kamu hizmetlerinden yararlanma sahası genişledikçe devletin de bu alanda gerekli düzenlemeleri yapma zarureti ortaya çıkmaktadır. Buna bağlı olarak bazı durumlarda bu tür kamu malları özel mülkiyete konu olabildiği gibi kiralama ve satış yoluyla ücret karşılığı kullanıma açılabilmekte veya bunların kullanımı sınırlandırılabilmektedir. Bu açıdan çalışmada şişe suyu dolum tesisi ile HES adı verilen barajların yapılması, deniz sahili, mesire alanı ve kayak merkezlerinin özel teşebbüse kiralanması, akarsular üzerinde balık yetiştiriciliğine izin verilmesi ile şehir içi cadde kenarlarının araç parkı olarak işletilmesinde devletin yetkisinin sınırı ve bu işletmelerden elde edilen kârdan bölge halkının yararlandırılmasının gerekliliği hususu açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır.
As a social being, humans live collectively and spend a certain part of their lives in public areas such as parks, roads, lakes, rivers and pastures, which are not subject to private property in Islamic law and are called public property, and are open to everyone's use. The earth has been entrusted to humans and it has been requested that it be protected, developed and utilized in accordance with equity. In particular, protecting common areas and keeping them open to the public makes great contributions to human life. In today's world where urbanization is rapidly increasing, the importance of common areas has become more apparent. Today, these areas, which are generally called public property and are offered to the service of the society, are guaranteed by the state in both Islamic and positive law. Because such places need the authority to remain open and usable to the public. As the area of public use of public services expands with urbanization, the necessity for the state to make the necessary regulations in this field emerges. Accordingly, today, in some cases, such public goods may be subject to private ownership, or they may be made available for use for a fee through rental, sale, or their use may be limited. In this respect, the study examines the limits of the state's authority in building bottled water filling facilities and dams called HES, renting sea beaches, recreation areas and ski resorts to private enterprises, allowing fish farming on streams and operating urban street edges as vehicle parks, and the profit obtained from these enterprises. It has been tried to clarify the necessity of benefiting the local people.
Islamic law Public domain State authority Permissible Good Authority
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makaleleri / Research Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 30 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 42 |
K.S.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, elektronik ortamda yayınlanmaktadır.
ilahiyatdergi@ksu.edu.tr
Derginin Tarihçesi
Derginin Adı | ISNN | e-ISNN | Başlangıç Yılı |
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi | 1304-4524 | 2651-2637 | 2003 |