Objective: It was aimed to show the factors leading to failure of first probing, necessitating second probing application.
Materials and Methods: In this retrospective case series, patients diagnosed with congenital nasolacrimal duct obstruction (CNLDO) between January 2010 and December 2019 and treated with a nasolacrimal duct (NLD) probe were included. The files of patients diagnosed with CNLDO and treated with NLD probing between these years at XX University were reviewed. Patients characteristics including sex, age, consultation notes, operation records, re-probing number and existence of systemic disease were recorded.
Results: A total of 110 patients were recruited into the study finally. The mean age of patients was 17.55±5.40 (9-34) months and 46 female (41.8%), 64 male (58.2%). While the ninety three patients (84.5%) showing improvement of symptoms after the first probing considered successful, 17 patients (15.5%) having smilar symptoms regarded failed probing. Grouping patients with age less than ≤18 months or more had similar success rates with regard to probing success (p=0.250). No difference in success rate was found for gender (p=0.953) and laterality (p=0.116). Local diseases (nasal cavity problems, canalicular narrowing, anatomical variation etc.) were detected in 14 patients, who have been planned for secondary probing.
Conclusion: Our study is in congruity with other studies claiming no effect of sex, age or laterality on probing success. If first probing fails, a thorough management plan including also exploration and handling of reasons underlying the first failure should be implemented before second probing.
Amaç: İlk problamanın başarısız olmasına neden olan ikinci problama uygulamasını gerektiren faktörlerin gösterilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve yöntemler: Bu Retrospektif vaka serisine, Ocak 2010 ile Aralık 2019 arasındaki Konjenital nazolakrimal kanal tıkanıklığı (KNLKT) tanısı alan ve nazolakrimal kanal (NLK) sondası ile tedavi edilen hastalar dahil edildi. XX Üniversitesi'nde bu yıllar arasında KNLKT tanısı alan ve NLK sondası ile tedavi edilen hastaların dosyaları incelendi. Hastaların cinsiyet, yaş, konsültasyon notları, operasyon kayıtları, yeniden probing uygulama sayıları ve sistemik hastalık varlığı gibi özellikleri kaydedildi.
Bulgular: Çalışmaya toplam 110 hasta alındı. Hastaların yaş ortalaması 17,55±5,40 (9-34) ay ve 46 kadın (% 41,8), 64 erkek (% 58,2) idi. İlk probing sonrası semptomlarda düzelme gösteren 93 hasta (% 84.5) başarılı kabul edilirken, benzer semptomları olan 17 hastada (% 15.5) probingin başarısız olduğu kabul edildi. Yaşı 18 aydan küçük veya daha büyük olan hastaların gruplandırılması, araştırma başarısı açısından benzer başarı oranlarına sahipti (p=0,250). Cinsiyet (p=0,953) ve lateralite bakımından başarı oranında fark bulunamadı (p=0,116). Sekonder sondalama planlanan 14 hastada lokal hastalıklar (burun boşluğu sorunları, kanaliküler daralma, anatomik varyasyon vs.) tespit edildi.
Sonuç: Çalışmamız, cinsiyet, yaş veya lateralitenin araştırmanın başarısı üzerinde hiçbir etkisi olmadığını öne süren diğer çalışmalarla uyumludur. İlk araştırma başarısız olursa, ilk hatanın altında yatan nedenlerin ele alınması ve araştırılmasını da içeren kapsamlı bir yönetim planı, ikinci araştırmadan önce uygulanmalıdır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Şubat 2021 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ekim 2020 |
Kabul Tarihi | 25 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 16 Sayı: 1 |