Amaç: Kemik iliği aspirasyon ve biyopsisi (KİAB) hematolojik hastalıkların tanısında
kullanılan önemli bir yöntemdir. İşlem sonrası en sık bildirilen yakınma ağrı olmakla birlikte;
bu ağrı hastalar tarafından çok farklı düzeylerde tariflenmektedir. Çalışmamızda özellikle
durumluk ve süreklilik anksiyetesini merkeze alarak, bu ağrıyı etkileyen faktörleri araştırmak
istedik.
Gereç ve Yöntem: Merkezimizde KİAB planlamış 110 hasta, uygun şekilde bilgilendirilerek
işlemden hemen önce Durumluk ve Süreklilik Anksiyete Ölçeği (State Trait Anxiety
Inventory, STAI) ile değerlendirildi. Bu Likert tipi ölçekde “Durumluk Kaygı Ölçeği”,
katılımcıların “o anda” nasıl hissettiklerini sorarak mevcut kaygı durumunu değerlendirir.
“Süreklilik Kaygı Ölçeği” ise genel güven, sakinlik ve güvenlik durumları dahil olmak üzere
“kaygı eğiliminin” nispeten istikrarlı yönlerini değerlendirir. Biyopsi işlemi tamamlandıktan
hemen sonra da hastaların ağrı düzeyleri “vizüel analog skala” ile değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların çoğu (% 71,8) hafif ağrı tarifledi ancak orta ve şiddetli ağrı; hem
yüksek “Durumluk kaygı” hem de yüksek “sürekli kaygı” gruplarında anlamlı olarak daha
sıktı. Ağrı şiddeti ile sürekli kaygı arasında pozitif ancak zayıf bir korelasyon olmakla
birlikte, durum kaygısı ile ilişkili bulunmadı. Hastaların bildirdiği ağrı düzeyleri ileri yaşla
ilişkiliydi ancak biyopsi endikasyonu, hastanın performans durumu, komorbiditeleri veya
önceki KİAB deneyimleri ile ilişkili değildi.
Sonuç: Çalışmamızın sonuçları, hastayla iyi bir iletişim kurmanın ve işlemden günler önce
olası sonuçlar hakkında konuşmanın kaygısını azaltmada rol oynayabileceğini ancak yaş ve
“sürekli kaygı” hızlı etkili anksiyolitik ilaçlar kullanılarak değiştirilemeyeceği için;
anksiyolitiklerle premedikasyonun ağrı azaltmada avantajının sınırlı olacağını
düşündürmüştür.
Objective: Bone marrow aspiration and biopsy (BMAB) is an essential tool for the diagnosis of hematological disorders. The most frequent complaint after BMAB is pain but the severity of this pain is described very different among patients. We investigated factors predicting this pain focusing on the role of state and trait anxiety.
Methods: One hundred and ten adult patients undergoing BMAB, were informed adequately and assessed with “The State-Trait Anxiety Inventory” (STAI) before the procedure. In this Likert-type inventory, State Anxiety Scale evaluates the current state of anxiety, asking how respondents feel “at that moment”. The Trait Anxiety Scale evaluates relatively stable aspects of “anxiety proneness,” including general states of confidence, calmness, and security. After the biopsy, the pain was measured with visual analog scale.
Results: Most of the patients (71.8%) described mild pain but moderate to severe pain were significantly more frequent in both high state and trait anxiety groups. Pain severity had a positive but weak correlation with trait anxiety but not with state anxiety. The described pain level was associated with older age but was not with an indication of biopsy, performance status, comorbidities or previous BMAB experiences.
Conclusion: Results of our study made us thought that a good communication with the
patient and talking about possible outcomes days before procedure might play a role in reducing
his or her anxiety but because age and trait anxiety cannot be changed by using fast-acting
anxiolytic drugs, the advantage of premedication with anxiolytics in order of reducing pain,
would be limited.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Haziran 2021 |
Kabul Tarihi | 9 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 13 Sayı: 2 |