Âşık edebiyatı nazım biçimleri arasında yer alan destanlar, tarihi ve sosyal gerçekliklere kaynaklık eden sözlü edebi ürünlerdir. Destanlar genel olarak kıtlık, yoksulluk, adaletsizlik gibi bireysel ve toplumsal konuları şiire dönüştürür. Sivaslı Serdarî’nin de 1887 yılında yaşanan ve bütün Anadolu’yu etkileyen kuraklığın getirdiği kıtlığı ele aldığı “Canım Efendim” destanı; yoksulluğu, adaletsiz yönetimi, haksız paylaşımı anlatmaktadır. Bu destan, aynı zamanda toplumsal kaygıları, korkuları ve nefreti dile getiren bir şikâyetname/hiciv yankısı uyandırmaktadır.
Bu çalışmada, Serdarî’nin kendi dönemi içerisindeki sosyoekonomik ve politik durumu “Canım Efendim” adlı kıtlık destanında, toplumsal bir olgu olarak nasıl ele aldığı incelenmiştir. Destanda yer alan ifadelerden, deyimlerden, tutumlardan hareketle kıtlık ve yoksulluk, yöneten ve yönetilen, adil emek ve tembellik kavramları irdelenmiş, ayrıca sosyal adaletsizliğin yarattığı toplumsal travmanın arka planı gün yüzüne çıkartılmaya çalışılmıştır.
Destan Âşık Serdarî Toplum-Edebiyat Kıtlık-Yoksulluk Adaletsizlik
Etik beyanlara uygun, bağlı olarak hazırlanmıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Edebiyat |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Mart 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 10 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 22 (Prof. Dr. Hasan KAVRUK Armağan Sayısı) |