The so-called
refugee crisis, which has continued throughout history in the world and turned
into a global humanitarian issue, has also become one of the most significant
subjects on the agenda of Turkey since the outbreak of the Syrian civil war in
2011. This resulted in a mass migration of Syrian citizens to Turkey. The issue
of Syrian refugees has been taken into consideration from different perspectives
both in traditional media and new media. Every news published in the media can
be seen as a reflection of different perspectives and occurs through the filter
of the person who writes the news. Every detail to be used in the news is put
forward for the purpose determined by that person; in this context, ideological
differences occur between the news. Considering these arguments, this study
investigates the representation of Syrian refugees, who have had to flee Syria,
in Turkish media. For this purpose, Teun A. Van Dijk’s Critical Discourse
Analysis Model was used. Through this model, in the online archives of the Habertürk, Birgün and Sabah
newspapers between January, February and March 2019, the news about Syrian
refugees were analysed within the context of hate speech. This study,
therefore, also has a sociological dimension. At the end of the study,
different opinions in the news stemming from ideological differences were
analysed. The analysis of these different views revealed how the reality was
reproduced, which, for that reason, helped investigate the differences in the
publication policies of the aforementioned newspapers. As a result of the
research, it was observed that the Birgün
did not use hate speech against the Syrian refugees and handled the issue with
a humanist point of view while reporting the refugees news. It was concluded
that the Sabah tried to create public
opinion by making use of the concept of sacrifice while conveying the refugee
news, thus attempting to undermine the perception that the refugees were economically
and morally burden. It was also revealed that the Habertürk, on the one hand, had
a tendency to hold the Syrian refugees responsible for undesirable events
occurring in Turkey while it, on the other hand, had a possessive attitude towards
the refugees.
Migration Refugee Syrian War Hate Speech Critical Discourse Analysis
Dünyanın birçok yerinde tarih boyunca
süregelen ve küresel bir insanlık meselesine dönüşen mülteci konusu,
Suriye’deki iç savaşın ardından 2011 yılı itibari ile Türkiye’de de gündem
konusu haline gelmiştir. Suriye vatandaşları ülke değiştirmek durumunda kalmış
ve Türkiye’ye göç etmişlerdir. Hem geleneksel medyada hem de yeni medyada
‘Suriyeli mülteci’ konusu, farklı bakış açıları ile ele alınmıştır. Medyada
çıkan her haber farklı bakış açılarının birer yansıması olarak görülebilir ve
haberi yazan kişinin süzgecinden geçirilerek meydana gelir. Haberde kullanılacak
her ayrıntı o kişinin belirlediği amaç doğrultusunda ortaya konulmaktadır; bu
bağlamda, haberler arasında ideolojik farklılıklar oluşmaktadır. Bu argümanlar
göz önünde bulundurularak, bu çalışmada Suriye’den Türkiye’ye göç etmek
durumunda kalan Suriyeli mültecilerin Türkiye medyasındaki temsili
incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda, Teun A. Van Dijk’in Eleştirel Söylem
Çözümlemesi Modeli kullanılmıştır. Bu model ile 2019’daki Ocak, Şubat ve Mart
ayları arasında Habertürk, Birgün ve Sabah gazetelerinin online arşivlerinde
Suriyeli mültecileri konu edinen haberler nefret söylemi bağlamında analiz
edilmiştir. Bu yönü ile araştırma sosyolojik bir boyut da taşımaktadır.
Araştırmanın sonunda ideolojik farklılıklardan kaynaklanan haberlerdeki farklı
görüşler analiz edilmiştir. Bu farklı görüşler üzerinden yapılan analizlerle
gerçeğin yeniden nasıl üretildiği ortaya konulmuş ve bahsi geçen gazetelerin
yayın politikalarındaki farklılıklara odaklanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, Birgün gazetesinin Suriyeli sığınmacılara
karşı herhangi bir nefret söyleminde bulunmadığı ve mülteci haberlerini
verirken konuyu mağduriyet teması içerisinde işleyerek hümanist bir bakış açısı
ile ele aldığı gözlemlenmiştir. Sabah
gazetesinin mülteci haberlerini aktarırken fedakârlık olgusundan yararlanarak
kamuoyu oluşturmaya çalıştığı, böylece mültecilerin maddi ve manevi yük olduğu
algısını yıkmaya çalıştığı sonucuna varılmıştır. Habertürk gazetesinin ise bazı haberlerinde Türkiye’de meydana
gelen olayların sorumlusu olarak mültecileri gösterme yönelimine sahip olduğu,
bazı haberlerinde ise mültecilere karşı sahiplenici bir tutum sergilediği
gözlemlenmiştir.
göç suriye savaşı mülteci nefret söylemi eleştirel söylem çözümlemesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 5 |