Sinemanın kurumsallaşması, İstanbul’da 1900-1910 arasına rastlayan dönemde, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ile neredeyse eşzamanlı olarak ilk sinema salonlarının açılmasıyla başlamıştır. Kurumsallaşma süreci, yerli film prodüksiyon şirketlerinin kuruluşu, düzenli sinema dergilerinin çıkmaya başlaması ve özellikle film yıldızlarına dair yazıların yaygınlaşmasıyla gerçekleşmiştir. Bu, aynı zamanda, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ulus-devlete geçiş dönemidir. Ayrıca, Birinci Dünya Savaşı’na, işgal dönemine ve Kurtuluş Savaşına, sinemanın yeni bir teknoloji ve sanat formundan adeta kamusal bir alana dönüşmesi süreci eşlik etmiştir. Bu süreçte, film piyasasının ulus-aşırı dinamikleri İstanbul’un bu dönemdeki çok uluslu ve çok dinli yapısıyla uyumlu ilerlemiş, savaşın kaybı, İstanbul’un işgali ve Milli Bağımsızlık Mücadelesi şehirde gösterilen filmlerin milliyetlerini de etkilemiştir. Bütün bunlar filmlerin alımlanması sürecinde özellikle erkek yazarlarda cinsiyet temelli bir ayrımı tetiklemiş, edebi tahayyülün sinemasal üsluba yakınlaşmasına yardımcı olmuştur. Öte yandan dönemin edebi yazınında sinemaya dair en ayrıksı yaklaşımlardan biri Halide Edip Adıvar’ınkidir. Onun romanlarında, hafıza, hatırlama, hayal kurma gibi bilişsel süreçler ile sinema arasındaki estetik benzerliklere çokça rastlanır. Bu nedenle çalışmada, bilişsel süreçler ile sinema arasındaki fark Halide Edip’in romanlarından, sinema seyircisinin cinsiyetlendirilmesi de dönemin çoğunluğu erkek diğer romancılarının yazınından yola çıkılarak analiz edilmiştir. Analiz yapılırken, sinema seyirciliğinin cinsiyetlendirilmesinde savaşların film dağıtımına etkisi ve dağıtımla bağlantıları da göz önünde bulundurulmuştur. Bu kapsamda makalede, Birinci Dünya Savaşı ve İşgal dönemi İstanbul’unda sinema ve seyirciliğin duygusal ve kültürel tarihine odaklanırken çok boyutlu ve feminist bir bakış açısı ortaya konulmuştur. Analiz kapsamında ilk olarak dönemin gazeteleri, ticari kayıtları ve belgeleri aracılığıyla şehirdeki film dağıtımının ulusal/uluslararası niteliklerine, sonrasında da kurgu yazında dağıtımın etkilerine bakılmıştır.
Erken sinema sessiz sinema seyirci toplumsal cinsiyet sinema ve edebiyat
İstanbul Rumeli Üniversitesi
Concomitantly with Western Europe and Northern America, the institutionalization of the cinema in Istanbul began after the opening of the first movie theaters between 1900 and 1910. This institutionalization includes the establishment of the first domestic film production companies, first publications of film magazines and of articles on movie stars. It also coincided with the collapse of the Ottoman Empire and the establishment of the Turkish nation-state. In this process, the transnational dynamics of the film market were in harmony with the multi-national and multi-religious structure of Istanbul of that time. The loss of the war, the occupation of Istanbul and then the national struggle for independence also changed the nationality of the films shown in the city. All of these triggered gender-based discrimination in the cultural reception of films, especially among the male writers. One of the distinctive approaches to the cinema in literature belongs to Halide Edip Adıvar. Her approach to films exhibits prevalent aesthetic similarities between literature and cinema, and this is done through the depiction of cognitive processes such as memory, remembering, daydreaming and the reception of films. As well as the gendering of the cinema audiences based on the literature of the male novelists of this period, this study analyzes the difference between cognitive processes and the reception of cinema based on Halide Edip's novels. Evaluating this gendering, its connections with the impact of wars on transnational film distribution are established. Thus, from a feminist perspective, the study focuses on the film and audience culture of Istanbul during and in the aftermath of World War I and the occupation of Istanbul. In order to do this, first of all, I have searched the newspapers and trade records for documenting the national/international characteristics of film distribution. Secondly, in order to understand the effects of these distribution practices, I have examined literary fiction.
Early cinema silent cinema spectatorship gendering cinema and literature
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Radyo-Televizyon |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |