Popülizmin muğlâk yapısı onu tanımlamayı zor bir süreç haline getirse de bu belirsizlik onun medya içeriklerine ve gündelik yaşama sirayet etmesini kolaylaştırmaktadır. Çalışmada siyasal üslup olarak popülizm, performans ve inşa üzerinden toplumsal cinsiyet ile birlikte ele alınmaktadır. Medya temsillerinin popülizm ve toplumsal cinsiyetin kesişim noktaları özelinde ele alınması kültürel üretim alanlarındaki yeni stereotipleri ortaya koymaktadır. Bu stereotipler Atiye (Netflix, 2019–2020) dizisi üzerinden örneklendirilmektedir. Bu bağlamda dizideki kadın-erkek kategorilerinin ve ilişkilerinin inşasının kurgusal tarihe temellendirilerek aidiyet oluşturulması, kadın doğası miti üzerinden anne olan kadının kutsallaştırılması, ailenin kutsanması ve dışsal düşman temsilleri üzerinden medyada cinsiyet kategorilerini pekiştiren yeni stereotipler ele alınmaktadır. Çalışmanın amacı popülist üslup ve toplumsal cinsiyet normlarının medyada nasıl yer aldığını ortaya koymaktır. Diziden elde edilen bulgular yeni stereotiplerin geleneksel stereotiplerden farklı olmadığını ortaya koymuştur. Kadın kahraman eril söylemi örtük bir şekilde yeniden üretmektedir. Dizide egemen kültürel normlar popülizmin aidiyetçi, ayrıştırıcı ve tehditkâr olarak kendini yeniden üreten stiliyle iç içe geçmiştir. Kutsallaştırma yoluyla geleneksel anlatıdaki pasif konumundan uzaklaşıyormuş gibi gösterilse de atfedilen bu kutsallık onu yine edilgen konuma sabitlemektedir. Bu bağlamda, medya içeriğine temas eden ve bilinçli bir şekilde toplumsal cinsiyet körü olan popülizmin eril stili, kadını hâlâ daha tam anlamıyla özgür ve güçlü göstermemektedir
While the ambiguous nature of populism renders it a challenging concept to define, this uncertainty facilitates its extend into media content and daily life. This study approaches populism as a political style that relies on performance and construction, along with gender in society. Addressing media representations specifically at the intersections of populism and gender reveals new stereotypes in the fields of cultural production. These stereotypes are exemplified through the Gift (Netflix, 2019–2020) series. In this context, novel stereotypes that reinforce gender categories in the media through the creation of belonging by basing the construction of male-female categories and relationships on fictional history, the sanctification of a woman who is a mother through the myth of female nature, the sanctification of the family, and representations of external enemies are discussed in the series. The study aims to reveal how populist style and gender norms are present in the media. Findings from the series revealed that the new stereotypes are not different from the traditional stereotypes. Specifically, the portrayal of the female protagonist covertly reproduces the masculine discourse. In the series, the dominant cultural norms are intertwined with the self-reproducing style of populism as belonging, separating, and threatening. Although it is shown to move away from its passive position in the traditional narrative through sanctification, this attributed sanctity fixes it in the passive position. Thus, the masculine style of populism, which pervades media content and remains intentionally gender-blind, still fails to fully portray women as independent and empowered agents.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |