Propaganda is gathering momentum today and it looks to be a crucial aspect of epistemic crisis of democracy. Many phenomena thought to be associated with propaganda in the twentieth century have emerged with new faces; fake news, disinformation, trolls, conspiracy theories, and so on. However, the theoretical debates about propaganda that occurred over the last century are mostly forgotten. This article evokes approaches that attempted to comprehend the shocking effect of propaganda between the two world wars and to explore how these can be articulated into current debates. We argue that, more than many recent arguments, the interwar debate and criticism of the twentieth century can shed more light on how we might think about propaganda today. To begin, we look at how the propaganda issue is addressed within the context of American positivist sociology and political science. Then, we evaluate the research conducted by the Frankfurt School on the tools and techniques of fascist propaganda in the United States of America. These two chapters demonstrate how addressing the problem of propaganda with different intellectual resources and methodological tool results in different insights. Following that, we relate the presence of propaganda in the new media ecology to both theoretical discussions and current concepts such as fake news, post-truth, and social media manipulation. Here we argue that propaganda retains its power in today's media and political world, and point out the shortcomings of approaches that refer to technology as a remedy to the spread of fake news.
Propaganda social theory fake news post-truth irrationality.
Propaganda günümüzde yeniden güç kazanıyor ve demokrasinin epistemik krizinin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Yirminci yüzyılda propagandayla ilişkili düşünülen pek çok fenomen yeni yüzlerle aramızda; yalan haber, dezenformasyon, “troll”ler, komplo teorileri ve benzerleri. Buna karşılık propaganda hakkında geçmiş yüzyılda yürütülmüş teorik tartışmalar artık pek hatırlanmıyor. Bu yazının amacı, iki dünya savaşı arasındaki dönemde propagandanın sarsıcı etkisini kavramaya çalışan yaklaşımları hatırlatmak ve bunların güncel tartışmalara nasıl eklemlenebileceğini araştırmak. I. ve II. Dünya Savaşı arasındaki dönem, propagandanın tanımlanışına dair farklılaşan kavrayışlara sahne olmuştur. Bu dönemdeki tartışma ve eleştirilerin, bugün propaganda üzerine nasıl düşünebileceğimiz konusunda bize pek çok yeni tartışmadan daha fazla ışık tutabileceğini iddia ediyoruz. Bunun için ilk olarak Amerikan pozitivist sosyolojisi ve siyaset bilimi çerçevesinde propaganda sorununun nasıl ele alındığını inceliyoruz. Ardından Frankfurt Okulu’nun Amerika Birleşik Devletleri’nde, faşist propagandanın araç ve teknikleriyle ilgili yürüttüğü araştırmaları değerlendiriyoruz. Bu iki başlık, propaganda sorununa farklı düşünsel kaynaklar ve metodolojik araçlarla yönelmenin nasıl farklı kavrayışlarla sonuçlandığını gösteriyor. Sonraki bölümde ise propagandanın yeni medya ekolojisi içindeki varlığını hem bu teorik tartışmalarla hem de yalan haber, hakikat sonrası ve sosyal medya manipülasyonu gibi güncel kavramlarla ilişkilendiriyoruz. Propagandanın günümüzün medya ve siyaset dünyasında gücünü hala koruduğunu öne süreceğimiz bu bölümde, yalan haberlerin yaygınlığı karşısında çözümü genellikle teknolojiye havale eden yaklaşımların barındırdığı sorunlara da işaret ediyoruz.
Propaganda sosyal teori yalan haber hakikat sonrası irrasyonellik.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 25(1) Sayı: 49 |