Bu çalışma, siyasal teorinin kurucu fikirleri ile edebiyat metinlerini ilişkilendirmeyi deneyerek egemen devlet kavramına odaklanıyor; bu yolla devleti, günümüz dünyasının kriz(ler)i bağlamında yeniden düşünmeyi deniyor. Çalışmanın arka planını José Saramago'nun iki romanı, Körlük ve Görmek oluşturuyor; ilgili edebiyat anlatıları öncelikle siyasal teorinin kurucu isimlerinden biri olan Thomas Hobbes'un Leviathan kurgusuyla paralel düşünülüyor. Ardından Benedictus Spinoza ve Walter Benjamin gibi diğer kurucu isimlerin eleştirel katkılarına başvuruluyor ve çağdaş düşünürlerin güncel kavramsallaştırmalarından yararlanılıyor. Metin, içinde bulunduğumuz pandemi koşullarında günümüz leviathan'ına dair kimi çıkarımlarda bulunarak sonlanıyor. Bu çerçevede çalışmanın argümanı, günümüz leviathan'ının kendi kendisinin amacı haline geldiği ve bu olgunun, güvenliği daimi bir problem kıldığı gibi, aynı zamanda leviathan'ın yeni bir imajını üretmeyi de gerektirdiği biçiminde özetlenebilir. Bu yalın olgu, sıradan insanların perspektifinden, hâlihazırdaki pandemi koşullarında olduğu gibi diğer kriz başlıklarında da, örneğin göçmen krizi veya muhtemel bir doğal afet koşullarında, kolaylıkla görülebilecek durumdadır. Böylesi kriz yüklü dönemlerin, yeni bir anlam kazandıracak biçimde olağanüstü hal kavramının da altını çizdiği söylenebilir. Çalışma, bu muhtemel yeni anlamı, edinebileceği her biçimiyle egemenlikten geri durmak yerine, özel olarak halk egemenliği nosyonunu yeniden düşünmek için bir çağrı olarak anlamak gerektiğini savunmaktadır. Egemen halk gibi tarihsel bir nosyonun yeniden düşünülmesi, şüphe yok ki kavramın hem olanaklarını ve hem de sınırlarını yeniden kavramayı da gerektirecektir.
This article focuses on the concept of sovereign state through associating core ideas of political theory with literary texts and in doing so, tries to rethink the state within current crises. For this purpose, the study takes the narratives of two novels by José Saramago, Blindness and Seeing, as its background, and discusses them within the context of Leviathan of Thomas Hobbes, one of the founding figures of political theory. The article, then, follows critical views of other founding figures such as Benedictus Spinoza and Walter Benjamin as well as the current contributions of the contemporary thinkers. It concludes with a few comments with regard to today's leviathan existing within the current pandemic conditions. Within this context, this study argues that today's leviathan has already become an “end in itself” which both makes security a constant problem to be solved and necessitates a new image for leviathan. Seen from the perspectives of ordinary people, this phenomenon is visible not only under the conditions of the current pandemic, but also for existing migrant crisis and possible natural disasters. Thus, it can be said that the concept of the state of emergency highlighted by such periods of crises might gain a new meaning. This study proposes that this new meaning has to be understood as a call to rethink the popular sovereignty rather than to retreat from sovereignty regardless of the specific form it takes. Therefore, it can also be argued that the historical concept of sovereign people, both with its potentials and its constraints, is needed to be reconsidered.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 25(1) Sayı: 49 |