İsrail ile Müslüman dünya arasındaki i lişkiler, İsrail-Filistin sorunu ve İsrail’in dış politikası, uluslararası sistemde ve bölge siyasetinde barış ve güvenliği sarsan ve istikrarsızlığa neden olan birbiriyle ilintili en önemli meselelerdir. İsrail kendini bir Yahudi devleti olarak ve Yahudi varlığının temsil edildiği tek mekanizma olarak tanımlamaktadır. Dolayısıyla İsrail’in varlığını ve güvenliğini sürdürmeye yönelik bu hassas tutum, İsrail devleti tarafından bir yaşamsal var oluş/yok oluş saikini ortaya çıkarmaktadır. Bu yaklaşımın ötesinde, Tevrat’ın ve “On Emir”’in İsrail’in kimliğine ve siyasal kültürüne etkisi ve bu etkinin İsrail’in dış politikasına olan yansımaları, İsrail’in davranışlarını anlama ve açıklamada önemli etkenlerdir. “Vadedilmiş topraklar” ve üstünlük kavramları İsrail’in uluslararası sistemi ve bölgesel siyaseti algılayışını etkilemektedir. Bu durum ise İsrail diplomasisi açısından bir katılığı ve İsrail’in dış politikasını yürütürken tek taraflı hareket etme eğilimini beraberinde getirmektedir. İsrail’in siyasal sisteminin ve dış politikasının “güvenlikleştirilmesi” ise sorunu daha da derinleştirmektedir. İsrail’in barış müzakerelerini ertelemeye yönelik tutumu ve uluslararası hukuku ve insan haklarını çiğneyen askeri operasyonları Orta Doğu’da, en azından yakın gelecekte, barış ve istikrara yönelik bir beklentiyi neredeyse imkânsız kılmaktadır.
tevrat “on emir” “vadedilmiş topraklar” üstünlük güvenlikleştirme
The relations between Israel and the Muslim world, Israel-Palestine problem and Israel’s foreign policy are the most prominent interconnected issues destabilizing peace and security in the international system and regional politics. Israel defines itself as a state of Jews and the only mechanism that symbolizes the Jewish presentation. Therefore, the keen insistence on sustaining the presence and security of Israel is regarded as a matter of existence/non-existence by the Israeli state. Besides this approachement, the impact of Torah and Ten Commandments on Israel’s identity and political culture and its reflections on Israel’s foreign policy become critical issues in understanding and explaining Israel’s acts. The concepts of “promised land” and superiority affect the Israeli way of approaching the international system and regional politics. This brings out rigidity for Israeli diplomacy and unilateral action in conducting its foreign policy. “Securitization” of Israel’s political system and foreign policy deepens the problems. Israel’s attitude to cancel peace negotiations and its military operations
harming the international law and human rights makes a forecast on peace and stability in the Middle East nearly impossible, at least in the foreseeable future
torah “ten commandments” “promised land” superiority securitization
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Şubat 2016 |
Gönderilme Tarihi | 20 Şubat 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 6 Sayı: 1 |
İletişim
Telefon Numarası: +90 0318 357 35 92
Faks Numarası: +90 0318 357 35 97
e-mail: sbd@kku.edu.tr
Posta Adresi: Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü, Merkez Yerleşke, 71450, Yahşihan-KIRIKKALE