The right to be forgotten refers to someone's request to voluntarily remove irritative content about themselves online. While there are those who see the right to be forgotten as legitimate as an extension of the right to privacy, there are also those who claim that this right restricts freedom of expression and the press and legitimizes censorship. The press performs a public service, enlightens the society and there is a public interest in these matters. Thus, criticism of the right to be forgotten is not entirely unjustified. On the other hand, there is no public interest in continuing to publish a news item that is no longer newsworthy, outdated and unnecessary. In order to resolve this conflict, a balance must be struck between the right to be forgotten and freedom of expression. It is clear that the demands for the right to be forgotten will increase with each passing year. Determining which criteria can be applied while balancing these rights makes the solution of the problem a little easier. In this regard, both the criteria previously accepted by the Supreme Court's jurisprudence on interfering with personal rights through the press and the criteria published by the Personal Data Protection Board can be taken into consideration. However, these criteria should be evaluated separately in each concrete case.
Right to be forgotten freedom of expression protection of personal data right of personality right to privacy
Unutulma hakkı, bir kimsenin çevrimiçi ortamda kendisine ait fakat rahatsız edici bir içeriğin kendi isteğiyle geri dönülemeyecek şekilde ortadan kaldırılması talebini ifade eder. Bu hakkı mahremiyet hakkının bir uzantısı olarak meşru görenler olduğu gibi, bu hakkın ifade ve basın özgürlüğünü kısıtladığını, sansürü sıradanlaştırdığını iddia edenler de vardır. Basının kamu görevi icra etmesi, halkı aydınlatma misyonuna sahip olması ve bu hususlarda kamu yararı bulunduğu gözetildiğinde, unutulma hakkına yönelik eleştirilerin tamamen haksız olmadığı söylenebilir. Diğer yandan, artık haber değeri kalmamış, güncelliğini yitirmiş, gereksiz hale dönüşmüş bir haberin internette yayımlanmayı sürdürmesinde kamu yararı kalmamıştır. Bu çatışmanın giderilmesi için unutulma hakkı ile ifade özgürlüğü arasında denge kurulmalıdır. Her geçen yıl unutulma hakkına yönelik taleplerin artacağı açıktır. Bu haklar arasında denge sağlanırken hangi kriterlere başvurulabileceğini saptamak sorunun çözümünü biraz da olsa kolaylaştırır. Bu konuda gerek daha önceden basın yoluyla kişilik hakkına müdahale konusunda Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş kriterler gerekse Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından yayınlanan kriterler dikkate alınabilir. Fakat bu kriterler her somut olayda ayrı değerlendirilmelidir.
Unutulma hakkı ifade özgürlüğü kişisel verilerin korunması kişilik hakkı özel hayatın gizliliği
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 1 Kasım 2021 |
Kabul Tarihi | 27 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 2 |