Bu makale, Osmanlı Devleti tarafından yüzyıllar boyunca Batılılarla yapılmış olan siyasi ve ticari antlaşmaların kökenlerini araştırmaktadır. Ahidname geleneği, kökenleri bakımından bütün İslam ve Türk devletlerinde benzer tarihi şartlar içerisinde ortaya çıkmış ve gelişme olanağı bulmuştur. Bu çalışma ile Osmanlı Devleti’nde gerek mahiyeti gerekse diplomatik hususiyetleri bakımından oldukça farklılaşarak gelişmiş bir form kazanmış olan ahidnamelerin Anadolu toprakları üzerinde, Osmanlı öncesi dönemdeki uygulanma biçimi incelenmektedir. Yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda Selçuklular ve onlara halef olan irili ufaklı bütün Anadolu beyliklerinde ticari amaçların ön planda tutulduğu siyasi antlaşmaların yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı öncesi dönemde Anadolu devletlerinde Batılılarla yapılan antlaşmaların mütekabiliyet esasına dayalı olarak muahede özelliği taşıdığı ve iki tarafı da bağlayıcı maddeler içerdiği görülmektedir. Bu pratik Osmanlı Devleti’nde erken devirlerden itibaren terk edilerek karşılıklı antlaşma hüviyetinden çıkarılmış ve zaman içerisinde tek taraflı bir ihsan etme biçimine dönüşmüştür. Fakat yapılan incelemeler sonucunda hem içerik hem de fiziksel özellikler bakımından Selçuklu ve beylikler dönemi antlaşmalarının bir belge türü olarak Osmanlı ahidnamelerine temel oluşturduğu anlaşılmaktadır.
This article investigates the origins of the Ottoman Empire's political and economic agreements with the West over the centuries. In terms of its origins, the tradition of Ahdname emerged under similar historical circumstances in all Islamic and Turkish states, where it had the chance to development. The use of ahdnames, which took on a more sophisticated form in Ottoman Empire in terms of both their content and diplomatic characteristics in the Anatolian regions during the pre-Ottoman period is examined in this study. It is understood that political agreements have been made by the Seljuks and with all Anatolian principalities, large and small, that succeeded them in which economic interests are prioritized. It is seen that the pre-Ottoman agreements formed with Westerners by Seljuks and Anatolian principalities had a treaty aspect based on reciprocity and contained binding clauses for both parties. This practice was abandoned in the Ottoman Empire from the early times, removed from the identity of mutual agreement and turned into a unilateral grant in time. As a result of the examinations, it is understood that the treaties of the Seljuk and principalities period, both in terms of content and physical characteristics, formed the basis for the Ottoman ahdnames as a type of document.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arşiv |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 4 Sayı: 2 |