Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından itibaren kadınların seküler modernleşmenin en görünür aktörleri olmaları sebebiyle, başörtüsü ya da çeşitli örtünme biçimleri Türkiye tarihinin tartışmalı konularından biri olagelmiştir. 1980’lerden itibaren de seküler elitler başörtüsünü, İslamcıların sistemi bir İslam devletine dönüştürmeye yönelik çabalarının bir parçası olarak görmüşler ve başörtüsünü eğitim ve diğer kamu kuruluşlarında yasaklamak için çeşitli araçlar kullanmışlardır. Bu makale, kadınların dini bir pratiği olan başörtüsünün hem İslami ve hem de seküler siyaset tarafından nasıl ifade edildiğini, ne amaçla kullanıldığını, siyasi kamplaşmalarda nasıl bir rol oynadığını, özellikle de erkek siyasetçiler tarafından siyasi bir sembole dönüştürüldüğünü, başörtüsü yasaklarını ve kadınların tüm bu süreçlerde hangi şekillerde yer aldığını tarihsel bir perspektif kullanarak inceleyecektir.
The headscarf has been one of the controversial issues in Turkish politics. Secular elites have viewed the headscarf as a threat to the secular structure of the state and used various anti-democratic tools to ban the headscarf at public institutions. On the other hand, Islamist politics put a special emphasis on the headscarf in its discourse and struggled with the headscarf bans. Using a historical perspective and drawing on the existing research and discussions on the headscarf, this article investigated how the headscarf is expressed and used both by Islamic and secular politics, how the headscarf was transformed into a political symbol especially by male politicians, the headscarf bans, the attitudes of women who belong to different political camps towards the headscarf, and how and why these women differ from or resemble each other.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 21 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 25 Sayı: 98 |