Kamusal alan, 18. yüzyıldan itibaren sanayileşme süreci ile görünür ve tartışılır hale gelen bir kavram olmuştur. Kamusal alan kavramına yönelik yapılan tanımlamalar kamusal alan-özel alan ikiliği veya karşıtlığı çerçevesinde ele alınmakla birlikte her ikisi arasında keskin bir ayrım olmaması gerektiğine dair görüşler de mevcuttur. Modernleşmenin getirmiş olduğu toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel alt üst oluşlar kamusal ve özel mekânların niteliğini ve içeriğini de dönüştürmüştür. Ayrıca, kavram tanımlamasında hem kavramın herhangi bir mekâna işaret etmemesi hem de içeriğinin net olmaması kavrama yönelik net tanımlamaların yapılmasını da zorlaştırmaktadır. Bu çalışmada öncelikle kamusal alanın dönüşümüne yönelik tartışmalara yer verilecektir.
Başta Habermas ve Sennett olmak üzere özel alan-kamusal alan tanımlamaları ve kavramların nitelikleri üzerinde durulacaktır. Sonrasında dijitalleşme süreci ile birlikte yeni medyanın ve kitle iletişim araçlarının dijital kamusal alanın oluşumuna imkân verebilirliği tartışılacaktır. Dijitalleşme süreci ile birlikte farklı kamusallıkların oluşma ihtimali, geleneksel kamusal-özel alan tartışmalarını farklı bir boyuta taşır niteliktedir. Dijitalleşen kamusal alan, zamana, mekâna ve bireye yönelik algıların dönüşüm sürecini gündeme getirmiştir.
Public sphere as a concept became a visible topic of discussion along with industrialisation in the 18th century. Although definitions of the concept are considered within the frame of the dichotomy or contrast between public sphere and private sphere, there are also certain standpoints arguing against a clear-cut distinction. The societal, economic, political, and cultural overturning brought about by modernisation led to a transformation also in the characteristics and content of public and private spheres. What is more, there is an added difficulty in the definition of the concept due to the possible consideration of any sphere under the concept and the less-than-clear content it signifies. This study will primarily address discussions on the transformation of public sphere starting with the definitions and characteristics of private and public sphere notably including those put forward by Habermas and Sennett. The study will then discuss how
new media and mass media may allow for the emergence of a digital public sphere along with digitalisation. The possibility of different embodiments of publicness arising from digitalisation brings a new dimension to conventional discussions on public and private sphere. The digitalisation of public sphere has added a transformation process for perceptions on time, sphere, and the individual to the current agenda.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Eylül 2021 |
Gönderilme Tarihi | 18 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 26 Sayı: 103 |