Fuzûlî-i Bagdadî (1483-1556), one of the pinnacle figures of the 16th century, had a great influence on our literature as much as his Diwan, Leylâ and Mecnûn. Some of the poems in the masnavi, as well as the masnavi itself, have been admired for centuries and composed in various forms. In particular, the ode that begins with the line “öyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedür”, in which we hear the helplessness, admiration and amazement in the face of love in the most sincere language of Mecnûn, is a poignant ode that even overshadows the masnavi. The aforementioned ghazal, which is found between couplets 2658-2662 of Leylâ and Mecnûn, has been included in various poetry collections, and dozens of poets from the 16th to the 21st centuries have written similar poem “tazmin” and “musammat” to this five couplet poem. Six poets, Şeyh Gâlib, Baba Tâhir, Şeref Hanım, Abdî, Emrî Murad and Sipâhî, wrote tahmis and Âkif' wrote tesdis to Fuzûlî's aforementioned ghazal. Usûlî and Bağdatlı Rûhî from the 16th century, Kâşif Es'ad from the 17th century, Âsaf from the 18th century, Sutûrî, Ahmed Cezbî, Musâ Kâzım, Şeref Hanım, Abdî, Yenişehirli Avnî, Nâmık Kemâli Ahmed Kâmil and Alî Emîrî from the 17th century, Mestî and Muhyiddin Râif from the 20th century also wrote tanzir to this ghazal.
In this article, we present around thirty similar poem, “tesdis” and “tahmis”, which were obtained as a result of scanning more than five hundred divans and poetry collections. In addition, the questions of whether the ground ghazal belongs to Fuzûlî and whether other branches of similar poem have been formed have been answered through comparisons. In the specific case of a ghazal of Fuzûlî, his influence on our classical literature and the function of the tradition of similar poem are emphasized and a contribution is made to the field.
16. asrın zirve şahsiyetlerinden Fuzûlî-i Bağdadî’nin (1483-1556), Divan’ı kadar Leylâ vü Mecnûn mesnevisi de edebiyatımıza büyük etki etmiştir. Mesnevinin kendisi gibi içerisinde yer alan bazı şiirler, asırlarca sevilerek okunmuş ve çeşitli formlarda da bestelenmiştir. Bilhassa aşk karşısındaki çâresizliği, hayranlık ve hayreti en samimi şekilde Mecnûn’un lisanından duyduğumuz “eyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedür” mısraıyla başlayan gazel, kanaatimizce mesneviyi gölgede bırakacak kadar hissiyatlı bir gazeldir. Leylâ ile Mecnûn’un 2658-2662 no’lu beyitleri arasında bulunan beş beyitlik mezkûr gazel, çeşitli şiir mecmualarına alınmış, 16. asırdan 21. asra kadar onlarca şair tarafından tanzir, tazmin ve tahmis gibi musammatlar yazılmıştır. Fuzûlî’nin adı geçen gazeline Şeyh Gâlib, Baba Tâhir, Şeref Hanım, Abdî, Emrî Murad ve Sipâhî olmak üzere altı şair tahmis, Âkif’ ise tesdis yazmıştır. 16. asırdan Usûlî ve Bağdatlı Rûhî, 17. asırdan Kâşif Es‘ad, 18. asırdan Âsaf, 19. asırdan Sutûrî, Ahmed Cezbî, Musâ Kâzım, Şeref Hanım, Abdî, Yenişehirli Avnî, Nâmık Kemâli Ahmed Kâmil ve Alî Emîrî, 20. asırdan Mestî ve Muhyiddin Râif de bu gazeli tanzir etmiştir.
Bu çalışmada, beş yüzden fazla divan ve şiir mecmuasının taranması neticesinde elde edilen otuz civarında nazire, tesdis ve tahmisin tanıtımı yapılmıştır. Zemin gazelin Fuzûlî’ye ait olup olmadığı ve başka nazire kollarının teşekkül edip etmediği soruları da yapılan mukayeselerle cevap bulmuştur. Fuzûlî’nin bu gazeli özelinde, onun klâsik edebiyatımıza tesiri ile nazire geleneğinin işlev ve önemine dikkat çekilerek alana katkı sunulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Sahası Klasik Türk Edebiyatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 3 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |