Gelecek, ancak geleneğin verimlerine yaslanarak
derinlikli bir oluşa kavuşur. Ondan kopmuş toplum ya da birey, "fantom
ağrıları" yaşamaya mahkûmdur.
Gelenek, çok geniş kapsamlı bir
kavramdır ve içinde toplumun epistemik bilgisi, estetik anlayışı, dünyaya
bakışı, dili, inançları, kültür ve kimlik değerleri... vardır. Öyleyse onun
sağlıklı bir aktarımı ve devamlılığı gerekir ve gelenek ancak dil yoluyla tam
ve etkili bir aktarım imkânına sahip olabilir. Bu bağlamda, edebiyatın, edebi
eser ortaya koyanların geleneğin estetik eserler aracılığıyla aktarımı ödevini
yüklenir. Ne var ki onun kadar önemli olan bir diğer ödev,
"yenileme"dir. Bunun için de bir "yenileme bilinci"
gereklidir. Zira geleneğin birikimleri içinde zamanın ruhuna yabancı olan form
ve bilgi de mevcuttur. Öyleyse, "yenileme bilinci" bir ayıklama işi olarak
da anlaşılabilir.
The future can only come into a deep being only by
leaning on products of the tradition. The society or the individual separate
from tradition is doomed to "phantom pains".
Tradition is a very broad concept and it encapsulates
epistemological knowledge, sense of aesthetics, world view, language, beliefs,
culture and identity values… of the society. Thus its continuation and transfer
is a requirement and tradition can be passed on completely and effectively only
with language. In this context, literature and people producing literary work
take on a responsibility of passing the tradition on with aesthetic works. At
the same time, there is another responsibility which is as important as passing
on and it is "renewal". For this, "renewal awareness" is required because tradition includes forms and
knowledge which does not know the zeitgeist. So, “renewal awareness” can be
understood as sorting.
It can be said that from Şeyh Galip, Yahya Kemal,
Behçet Necatigil, Asaf Halet Çelebi, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sezai Karakoç, Cahit
Zarifoğlu, Hilmi Yavuz … such names are added to tradition chain as individual
ring. One of the latest rings of this chain is Ebubekir Eroğlu. Eroğlu sings
traditional tone pleasantly and in an aesthetic way by sticking to the social
values. He has made his name explicit with demanding poems and his poem "Ön Niyaz" which can be said to be a door to poetry city will be
analyzed in this essay.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ocak 2018 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |