Bektashism is continuing its existence within the Turkish cultural life, it remains as a non-arbitrated phenomenon even today despite the fact that there has been numerous research done. This condition, undoubtedly, results from the info-pollution constituted by the production of (un)conscious discourses, biased understandings of the phenomenon by every researchers, and the inexpert pens on the topic. However, if the works of poets and authors of those who are thought as the representatives of Bektahism are primarily considered, it would be easy to shed more lights on the historical development and background of this belief system. This eventually provides an consistent way to understand whether this belief system is a heterodoxy or an orthodoxy, or whether it is necessary to use these Western conceptualizations at first place. It could be also argued whether this kind of orientation is required or not. This paper will present a sample example of this approach by dealing with the work of one of the late Bektashi poets, Sıdkî Baba’s Nasihat-name-i Sıdkî, expressing material and spiritual stages called as “dört kapı kırk makam” that a Bektashi dervish would go through
Bektaşîlik bugün bile hakkında çok fazla araştırma ve çalışma yapıldığı hâlde üzerinde mutabakat sağlanamamış bir yapı halinde Türk kültür hayatında varlığını sürdürmektedir. Bunda şüphesiz ülkemizde ve yurt dışında konu üzerinde bilinçli/bilinçsiz söylemlerden oluşan bir bilgi kirliliğinin bulunması, her araştırmacının bu yapıya kendi durduğu yere göre anlam vermesi ve konu üzerinde bilgili/bilgisiz herkesin kalem oynatmasının payı bulunmaktadır. Oysa konuya Bektaşîliği temsil ettiği düşünülen şair ve yazarların eserlerinden hareketle yaklaşılırsa bu inanç yapısının tarihsel gelişimi ve arka planı daha iyi aydınlatabilir. Böylece söz konusu inanç sisteminin heterodoks ya da ortodoks bir yapıda mı olduğu yahut da batıdan alınmış olan bu tarz kıstaslara aslında gerek olup olmadığı hususu daha iyi anlaşılabilir. Ayrıca böyle bir konumlandırmanın gerekli olup olmadığı da tartışılabilir. Son dönem Bektaşî şairlerinden birisi olan Sıdkî Baba’nın mesnevi tarzında kaleme alınmış olan ve Bektaşî inancında tarikat mensubunun geçeceği maddi ve manevi aşamaları gösteren “dört kapı kırk makam” anlayışını dile getirdiği Nasihat-nâme-i Sıdkî’si bize bu konuda yardımcı olacak önemli eserlerden bir tanesidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Kasım 2015 |
Gönderilme Tarihi | 23 Ekim 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 1 Sayı: 2 |