Çağlar
boyunca Roma, Bizans ve Osmanlı gibi üç büyük imparatorluğa başkentlik yapan
İstanbul, fetihten önce de dünya üzerindeki en büyük ve en görkemli şehirlerden
biriydi. Fetihten sonra şehrin imar ve iskân faaliyetleriyle değişen çehresi ve
Fatih Sultan Mehmet’in şehri bir kültür merkezi hâline dönüştürme gayretiyle
şehir bir cazibe ve medeniyet merkezi hâlini almıştır. Seyyah ve şairlerin
uğrak yeri olan bu şehir hakkında çok sayıda eser kaleme alınmış olup bu
eserlerin bir kısmını da şehrengizler oluşturmaktadır.
Şehrengizler,
hem bir şehrin güzelliklerini hem de şehrin içindeki güzelleri anlatmayı konu
edinen eserler olup ilk defa Mesihi [ö. 1512] tarafından Edirne şehrine hitaben
16. yüzyılın ilk çeyreğinde yazılmış ve klasik biçimini koruyarak 18. yüzyılın
sonuna kadar varlığını devam ettirmiştir. Genelde mesnevi nazım şekliyle sade
bir dille yazılan bu eserler özellikle 16. yüzyılda rağbet görmüştür.
Şehrengizler, sadece edebî bir eser değil aynı zamanda yazıldığı zaman ve
mekânın kültürel ve sosyal hayatıyla alakalı çok sayıda folklorik unsur barındıran
eserlerdir.
İlk bilgilerini Agâh Sırrı Levend’in Türk
Edebiyatında Şehr-engizler ve Şehr-engizlerde İstanbul adlı kitabından edindiğimiz
İstanbul Şehrengizi’nin müellifi bilinmemekte olup tek nüshası Erzurum Atatürk
Üniversitesi Kütüphanesi, Seyfettin Özege Koleksiyonu, Agâh Sırrı Levend
Kitapları 322-339 demirbaş numaralı Şehrengizler Mecmuası’nın içindedir.
İçindeki bir beyitten hareketle Kanuni Sultan Süleyman zamanında yazılmış
olduğunu düşündüğümüz eser mesnevi nazım şekliyle yazılmış olup 108 beyitten
oluşmaktadır.
Şehrengiz türü hakkında genel bir bilgi verilen bu makalede eserin
şekil ve muhteva hususiyetleri üzerinde durulmuş ve son bölümde eserin bilinen
tek nüshasından hareketle transkripsiyonlu metni ortaya konulmuştur.
Istanbul
was the capital of three great empires such as Roman, Byzantine and Ottoman
throughout the ages and was one of the largest and most magnificent cities on
the world even though before the conquest of the Ottomans. After the conquest,
the city has become a center of attraction and civilization with its changing
face through reconstruction activities and Mehmed the Conqueror’s efforts to
transform the city into a cultural center. Numerous works have been written
about this city, which is frequented by pilgrims and poets, and some of these
works are composed as shehrengiz.
Shehrengiz, which reveals the cultural and social life of the Ottoman Empire, is the subject of both the beauty of a city and the beautifuls in the city. Written in the first quarter of the 16th century for the first time by Mesihi [D. 1513] to Edirne, shehrengiz kept its classical form and continued until the end of the 18th century. These works, which were written in plain language with the mesnevi verse form, were especially popular in the 16th century. Shehrengizes are not only a literary work, but also contains many folkloric elements related to the culture and social life of the time and place where it was written.
The first information about the Shehrengiz of Istanbul, whose author is unknown, was obtained from Agâh Sırrı Levend’s Türk Edebiyatında Şehr-engizler ve Şehr-engizlerde İstanbul. The only known copy of this work, is in the Erzurum Atatürk University Library, Seyfettin Özege Collection, Agâh Sırrı Levend Books named “Şehrengizler Mecmuası” with the shelfmark 322-339. Based on a verse, it is thought that it was written during the reign of Sultan Suleiman the Magnificent, in the form of mesnevi verse and total amount of verses are 108.
In this article, after giving a general information about the genre of shehrengiz, the shape and content characteristics of the work are emphasized and in the last chapter, transcripted text from the only known copy of the work is presented.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ocak 2019 |
Gönderilme Tarihi | 25 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 5 Sayı: 1 |