Çocuk
gelişiminde anne, baba ve çocuk etkileşiminin önemi bilindiğinden bu çalışma
bağlanma kuramı ve umut kuramı temelinde planlanmıştır. Çünkü umutlu düşünme becerileri yakınlığa
dayalı ilişkilerin olduğu güvenli ortamlarda gelişmektedir. Bu temellerden
hareketle, çalışmanın amacı, çocukların anneye bağlanma, babaya bağlanma düzeyi
ve cinsiyet değişkenlerinin umut düzeylerini yordamadaki rolünü belirlemektir. Araştırmanın
çalışma grubunu, İzmir iline bağlı ilköğretim okullarında 4., 5. ve 6. sınıfa
devam eden 173'ü kız, 207'si erkek olmak üzere 380 çocuk oluşturmuştur.
Araştırmada Kişisel Bilgi Formu, Kerns Güvenli Bağlanma Ölçeği ve Çocuklarda
Umut Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde Pearson Momentler
Çarpımı Korelasyonu ve çoklu regresyon analizi
kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, anneye
güvenli bağlanma ve babaya güvenli bağlanma değişkenlerinin umut değişkenini anlamlı
düzeyde yordadığı bulunmuştur. Cinsiyet değişkeni ile umut değişkeni arasında
anlamlı düzeyde bir ilişki bulunamadığından regresyon analizine dahil
edilmemiştir. Elde edilen bulgular daha önce yapılan araştırmalar çerçevesinde
tartışılmış, araştırma ve uygulamaya dönük önerilerde bulunulmuştur.
It is known that in child development, father,
mother and child interactions are important. Therefore the present study was organized
based on attachment theory and hope theory. It is thought that children who
have trustworthy relations by their parents based on closeness have a safe
environment to develop hopeful thinking skills. Based on this assumption, the
present study aimed to define the predictive role of attachment to mother
pattern, attachment to father pattern and gender on hope. The research study
group consisted of 380 children (173 girls; 207 boys) who attend to 4th,
5th and 6th grades at elemmentary and primary schools in İzmir. In the study, Kerns
Security Scale, Children’s Hope Scale and Personal Information Form were used
to collect data. In data analysis, Pearson Product-Moment Correlation
Coefficient and multiple regression analysis were used. According to the results, children’s hope
level was significantly predicted by their secure attachment to their mothers
and fathers. Gender variable was not included in the regression analysis due to
its insignificant relationship with the hope variable. The findings are
discussed within the light of earlier studies and suggestions are provided for
both the future studies and the practice.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 44 |