ABSTRACT: Little is known about the [Ottoman] poet Derzî-zâde Ulvî, including when he was born, beyond that his original was Mehmed. Moreover, scant bibliographic sources tell us that he most likely was from Istanbul. He had a brother, Mustafa Çelebi, who like him, composed poetry in the Re’yî style, thus implying that Ulvî was reared in a literary milieu. A huge turning point in Ulvî’s life was when he moved to Manisa and began studying the sciences under Muallim-zâde Ahmed Efendi, the province’s mufti. At around the same period, he was presented to Sultan Süleyman the Magnificent’s son Selim II (then a prince) by Celal Bey and Turak Çelebi, with their high praise (they were good friends with the royals). Ulvî would end up writing several odes for Selim, and upon gaining his favour, gradually earned himself a name as one of the 16th century’s most distinguished poets both in the literary and scholarly sense. Unfortunately, Çelebi’s execution by order of the Sultan threw Ulvî into financially and morally troublesome times for a while. He expressed his grief over the incident in a poem that would end up rubbing the Sultan the wrong way, who in response issued a warrant for his imprisonment and death. As a result, Ulvî went into hiding, and wouldn’t resurface and return to Istanbul until Selim II took the throne. When he did, he apprenticed under Mehmed Vusûlî Efendi (aka Hubbî Mollası). Alas, Ulvî was heavy drinker, and died in poverty in Istanbul in 993/1585 at the hands of his habit. Nevertheless, in his lifetime he left behind two books, Divan (his magnum opus) and Manisa Şehrengizi, plus countless works of prose scattered across multiple poetry magazines – all of which are characterized by a distinctly rich, fluent, and yet plain literary style, and collectively represent a valuable cultural treasure trove. Similarly, non-Divan poetry, regardless of who the poet is, further reflect people’s literary taste around that era. In this study, we want to focus one gazel of Ulvî’s (he wrote three in total) that made its way in a poetry magazine (Yapı Kredi Research Library – Y 0431) rather than Divan. We shall examine its form and content, debate why we think it belongs to Ulvî, and then provide a transliteration and Modern Turkish translation.
16th Century Derzi-zâde Ulvî poetry magazine divan unpublished gazel.
ÖZ: Asıl adı Mehmed olup Derzi-zâde lakabıyla tanınan Ulvî’nin doğum tarihi bilinmemektedir. Ulvî’den bahseden tezkireciler, şairin İstanbullu olduğu konusunda mutabıktırlar. Kardeşi Mustafa Çelebi’nin de Re’yî mahlasıyla şiirler yazması, onun edebî bir çevrede yetiştiğini göstermektedir. Ulvî’nin hayatının en önemli safhası Manisa müftüsü Muallim-zâde Ahmed Efendi’nin yanında ilim tahsil etmesiyle başlar. Zira Manisa’da bulunduğu sıralarda Kanuni’nin oğlu II. Selim’in musahiplerinden Celal Bey ve Turak Çelebi tarafından şehzadeye takdim edilmiş ve Turak Çelebi’nin yardımıyla birçok ihsana mazhar olmuştur. Ulvî, ayrıca II. Selim’e sunduğu kasidelerle şehzadenin takdirini kazanmış ve hem ilmî hem edebî anlamda kendisini yetiştirerek XVI. yüzyılın seçkin şairleri arasındaki yerini almayı başarmıştır. Fakat Turak Çelebi’nin Kanuni tarafından İstanbul’da idam ettirilmesi, şairi maddî ve manevî anlamda zora sokmuştur. Hamisinin katledilişinden duyduğu derin üzüntüyü dile getiren bir matla yazan Ulvî; bu şiirden rahatsız olan Kanuni’nin, hakkında çıkardığı hapis ve ölüm fermanı üzerine ortalardan kaybolmuş ve II. Selim’in tahta oturmasıyla tekrar İstanbul’a dönerek Hubbî Mollası adıyla şöhret kazanan Mehmed Vusûlî Efendi’ye mülazım olmuştur. Meyhane ve şaraba olan düşkünlüğünden dolayı hayatının son dönemlerini sefalet içerisinde geçirmiş ve 993/1585 yılında İstanbul’da ölmüştür. Ulvî, en önemli eseri olan Divan’ının yanında bir de Manisa Şehrengizi kaleme almıştır. Mazmun ve edebî sanat açısından zengin, sade ve akıcı bir üsluba sahip olan Ulvî’nin ayrıca birçok şiir mecmuasında manzumelerine rastlamak mümkündür. Bilindiği üzere şiir mecmuaları, divan şairlerinin manzumelerinin toplandığı ve kayıt altına alındığı önemli kültürel kaynaklarımızdandır. Dolayısıyla gerek divan sahibi birçok şairin divanında bulunmayan şiirleri ihtiva etmeleri gerekse döneminin edebî zevkini yansıtmaları açısından kayda değer öneme sahiptirler. Bu ehemmiyete binaen incelediğimiz Yapı Kredi Araştırma Kütüphanesi Y 0431’de kayıtlı şiir mecmuasında Ulvî’nin, biri Dîvân’ında yer almayan toplam üç gazeli bulunmaktadır. Bu çalışmada Ulvî’nin yayımlanmadığı tespit edilen bu gazelinin şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durulacak, söz konusu manzumenin Ulvî’ye aidiyeti tartışılacak ve çeviri yazılı metni sunulacaktır.
XVI. yüzyıl Derzi-zâde Ulvî şiir mecmuası divan yayımlanmamış gazel.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Sahası Klasik Türk Edebiyatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 11 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 2 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 17 Sayı: 45 |