The approach of the individuals in the society
to the social issues has different dynamics from the individual issues. These
dynamics have a collective context brought together by them, and the process
before the action takes place within the context. Under the literature of public
finance, this situation corresponds to the political dimension of the financial
events. On the other hand, it can be said that when the fiscal literature is
delimited on the basis of taxation, this unification process shapes the
pre-action processes for both the taxpayer and the taxpayer. The pre-action
processes were “thinking” and in “decision making (judgment)”, while Immanuel
Kant emphasized the independence of these processes. Accordingly, “thinking”
and” decision making” are considered as processes with two distinct abilities.
In the end, there may be discrepancies between the results of the “thinking
ability” and the judicial power. In this study, the effect of thought and
judiciary distinction highlighted by Immanuel Kant on taxation will be put
forward. As a result, a questionnaire was applied to 698 income taxpayers
residing in two different cities (Eskişehir and Kütahya) by using 5-point
Likert scale. According to the data obtained, it is concluded that there is a
mismatch between taxation and judicial power of taxpayers with the One-Way
Independent Sample T test and cross-tables conducted in SPSS 16 program.
Taxpayer Hypothesis Testing Spatial Analysis Thinking Ability The Power of Judgement
Toplum içinde bulunan
bireylerin toplumsal nitelikli hususlara yaklaşımı, bireysel hususlardan farklı
dinamiklere sahiptir. Bu dinamikler, biraradalık halinin getirdiği kolektif bir
bağlama sahip olup, eylem öncesi oluşan süreç de söz konusu bağlam dâhilinde
gerçekleşmektedir. Maliye literatürü kapsamında bu durum en genel haliyle mali
olayların siyasal boyutuna karşılık gelmektedir. Bununla birlikte maliye
literatürü vergilendirme temelinde sınırlandırılarak ele alındığında da söz
konusu biraradalık halinin gerek vergilendirme yetkisine haiz olan gerekse
vergi ödemekle yükümlü olan taraf açısından eyleme öncesi süreçleri
şekillendirdiği söylenebilir. Eyleme öncesi süreçler “düşünme” ve “karar verme
(yargı)” şeklinde gerçekleşirken, Immanuel Kant tarafından bu süreçlerin de
birbirinden bağımsızlığı vurgusu yapılmıştır. Buna göre düşünme ve karar verme
iki ayrı yetiye sahip süreçler olarak ele alınmıştır. Nihayetinde düşünme
yetisinin sonuçları ile yargı yetisi arasında uyumsuzlukların olabilmektedir. Bu
çalışmada Immanuel Kant tarafından vurgulanan düşünce ve yargı yetisi
ayrılığının vergilendirmeye bakış üzerindeki etkisi ortaya konulmaya
çalışılacaktır. Bu doğrultuda 2018 yılı itibariyle iki farklı ilde (Eskişehir ve Kütahya) ikamet eden toplam 698
gelir vergisi mükellefine 5’li Likert ölçeği kullanılarak oluşturulan bir anket
uygulaması yapılmıştır. Elde edilen veriler dâhilinde SPSS 16 programında
gerçekleştirilen Tek Yönlü Bağımsız Örneklem T testi ve oluşturulan çapraz
tablolar ile mükelleflerin vergiye ilişkin düşünme ve yargı yetileri arasında
uyumsuzluk olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Vergi Mükellefi Hipotez Testi Mekansal Analiz Düşünme Yetisi Yargı Yetisi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 26 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 3 |