Although there are some differences of opinion about the realization of Mi‘rāj the Islamic Ummah agrees about the realization of this quintessential divine occurrence. Although there are some differences in the narrations about the Mi‘rāj event, which are reported in much of history, the tafsīr literature, and hadith sources, they all point to the confirmation of the event. The denial of Mi‘rāj means the denial of the sound hadiths that constitute a great deal about the event found in the sources. The idea that many of the classical scholars and commentators adopt about the realization of the Mi‘rāj incident is the one emphasizing the soul-body togetherness, which is the most accepted opinion. It is noteworthy that some scholars regarded Mi‘rāj as an event in the world of image (mithāl). According to this, Mi‘rāj is a journey to Ḥaẓīrat al-Quds (divine realm). Shāh Walī Allāh al-Dihlawī’s (d. 1176/1762) characterization of Miʿraj as representative (tamathul) is one of the reasonable interpretations. According to this, Miʿraj is an event that took place in the mithāl realm, meaning a place between the unseen and the physical realm in the dimension of the isthmus (barzakh). It is believed that the interpretation of the events encountered during the journey is necessary as assets and that the events appear as symbols in the exemplary world. It can be said that the event of Adam's creation (as a member of the human species) in paradise, the event that angels prostrated to him in accordance with the divine command and Satan opposed it, and the meeting with Moses and other righteous servants are similar to such an event in terms of conditions and qualities. Mi‘rāj, in the same way, that the throne of Bilqīs comes to the assembly of Solomon in the blink of an eye, is an event that develops rapidly and contains radiance. As a matter of fact, in Islamic culture, the news about the shifting of Abdāl, from place to place, is a Mi‘rāj-style of event, and it is believed that the miracle of Mi‘rāj was inherited by the ummah in this way. There may be rare memories in the lives of other prophets, Islamic saints, and action-minded scholars that science has yet to test. It must be admitted that the Messenger of Allāh (pbuh) saw such rare events that cannot be explained by science such as speaking of the places that his ummah would conquer in the future, or that with tears some of his companions in the mosque in Medina were martyred in the battle of Mu’tah. Again, the fitan hadiths, in which the Messenger of Allāh (pbuh) mentioned and described the destructive activities that would lead to chaos and disrupt the unity of the ummah, such as social turmoil, anarchy, and civil war that will arise in Islamic society due to various religious and political reasons, are among such events.
Sufis say that they see the splitting up of the Prophet’s chest and the washing process of his heart, which is the beginning stage of Mi‘rāj, as a dimension of Sufism, and this dimension of the prophet is the perfect form of man. According to this, when a disciple reaches this dimension on the way of Sayr-u Sulūk, they say that his heart will open up to the metaphysical realm and see the divine meanings and truths.
In the Mi‘rāj event, Islamic scholars interpreted the fact that Gabriel, who had split open the chest of the Messenger of Allāh (pbuh), washed it three times with Zamzam, and filled it with wisdom and faith ended the journey with the fact that the five times prayer on Muslims became obligatory at this night. This is because prayer necessitates both inner and outer cleanliness. Therefore, it is very noteworthy that Gabriel washed the split chest three times, which establishes the similarity to three times washing in the ablution of the outer organs.
The fact that the Messenger of Allāh (pbuh) passed the heavens layer by layer is maintained to have been done so that he could be provided with the information of his ascension to the Most Compassionate step by step. Moreover, so that he would be able to observe the angels of those destinations, the situation of the people whom Allāh loves and who attained those destinations, and be able to learn Allāh’s revelation to them through conversing with them. The fact that five times of prayer a day became obligatory on this journey, that it is fifty times in terms of goodness, that Allāh explained His intention gradually, that the obstacles were defeated, and that Allāh completed His blessing on humanity, are all very well known through the transmission of this journey. In fact, the meaning of the ritual prayer is based on the conversation between Prophet Muḥammad and Prophet Moses, and due to this fact, Moses is intertwined with the ummah in both the belief in the prophets and Islamic legislation.
Tafsīr Mi‘rāj al-Masjid al-Ḥarām al-Masjid al-Aqṣā al-Sidrah al-Muntahā
Mi‘rac, keyfiyetinde görüş ayrılıkları olsa da gerçekleştiğine dair ümmetin üzerinde icma ettiği bir yolculuktur. Erken dönem tarih, tefsir ve hadis kaynaklarının birçoğunda nakledilen Mi‘rac olayı ile ilgili rivayetlerde bazı farklılıklar olsa da hepsi olayın sübutuna delalet etmektedir. Mi‘rac’ın inkârı, kaynaklarda olayla ilgili büyük bir yekûn teşkil eden sahih hadislerin inkârı anlamına gelir ki bu doğru olmayan bir tavırdır. Klasik ulemanın geneli Mi‘rac’ın ruh-beden bütünlüğü içinde uyanık olarak gerçekleştiği kanaatindedir. Bazı âlimler ruh-beden bütünlüğü içinde gerçekleştiği kanaatine sahip olmakla birlikte Mi‘rac’ı misâl âleminde gerçekleşen bir olay olarak görürler. Buna göre Mi‘rac fizik ötesi, Hazîretü’l-Kuds’e (İlahi Alan’a) götüren, içinde zamanın açılım kazandığı (Bast-ı zaman) bir yolculuktur. Şah Veliyullah Dihlevî’nin (ö. 1176/1762) Mi‘rac’ı temessül olarak nitelemesi makul yorumlardan biridir. Buna göre Mi‘rac misâl âlemi denilen, gayb ile fiziki âlem arasında berzah boyutunda gerçekleşmiş bir olaydır. Bu âlemdeki varlık ve olayların, yolculuk esnasında karşılaşılan durumların bir yorumu olduğuna inanılır. (İnsan türünün bir ferdi olarak) Âdem’in yeryüzüne inmesinden önceki hâli, ilahi emir gereğince meleklerin ona secde etmesi ve Şeytan’ın buna muhalefet etmesi olayı ile Musa-salih kul buluşmasının da şart ve nitelik yönüyle böyle bir olaya benzerliğinin olduğu söylenebilir. Mi‘râc, Belkıs tahtının göz açıp kapayacak süratte Süleyman’ın meclisine gelmesi gibi hızla gelişen ve harikalar içeren bir olaydır. İslam kültüründe abdallara izafe edilen tayy-ı mekân ile ilgili rivayetlerin nispeten Mi‘rac tarzı olaylar olduğuna, Mi‘rac mucizesinin ümmete bu şekilde sirayet ettiğine inanılır. Diğer peygamberler, İslam evliyası ve aksiyon sahibi ulemanın yaşamlarında küçük olsa da henüz ilmin test edemediği nadir anılar olabilir. Allah Resûlü’nün ileride ümmetinin fethedeceği yerleri görüp söylemesi veya Medine’deki mescitte bazı sahâbîlerinin Mûte Savaşı’nda şehit olmalarını gözyaşlarıyla aktarması ilimle izah edilemeyen böylesine nadir olayların gerçekleşebileceğini gösterir. Yine Allah Resûlü’nün kıyametten önce İslam toplumunda çeşitli dinî ve siyasi nedenlerden dolayı ortaya çıkacak sosyal kargaşa, anarşi ve iç savaş gibi ümmeti kaosa sürükleyecek, bütünlüğünü bozacak yıkıcı faaliyetleri dile getirdiği ve bunları nitelediği fiten hadisleri bu kabil olaylardandır.
Mutasavvıflar insan-ı kâmilin yükselişi kabul ettikleri Mi‘rac’ın başlangıcında Allah Resûlü’nün şerh-i sadrını (göğsünün açılmasını) tasavvufta bir boyut olarak görürler. Seyr-i sülûk yolunda bir mürit bu boyuta ulaştığında onun kalbinin metafizik âleme açılacağını ve lahuti manaları ve ilahi hakikatleri müşahede edeceğini söylerler.
Cebrail’in Allah Resûlü’nün göğsünü yardıktan sonra onu zemzemle üç sefer yıkayıp sonra hikmet ve iman ile doldurmasını İslam uleması namazın bu gecede farz kılınacağı anlamıyla yorumlamışlardır. Çünkü namaz iç ve dış temizliği gerektirir. Cebrail’in yıkama işlemini üç sefer tekrarlaması abdestte uzuvların üç sefer yıkanmasına benzerlik göstermesi de dikkat çekicidir.
Allah Resûlü’nün gökleri tabaka tabaka aşması, menzil menzil Rahman’a yükselişini, o menzillerdeki meleklerin, o katmanlara ulaşan ehlullahın hâllerini ve onlarda Allah’ın vahiy ettiği tedbirine, oradaki toplulukların tartışmalarına vakıf olmasını sağlamaya yöneliktir. Müsaade (gidip-gelme) diliyle namazın farz kılınması, onun sevap yönüyle elli olduğunu, sonra Allah’ın bu konudaki muradını tedrici olarak izah etmesi ve sıkıntının dinde def edildiğinin, nimetin tamamlandığının bilinmesine yöneliktir. Namazla ilgili bu anlamın Hz. Musa’ya atıfla şekillenmesi, onun peygamberler içinde ümmet ile iç içe olması ve ümmet siyasetini iyi bilmesinden dolayıdır.
Tefsîr Mi‘rac el-Mescidü’l-Harâm el-Mescidü’l-Aksâ Sidretü’l-Müntehâ
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 62 Sayı: 62 |
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi açık erişimli bir dergidir
Açık Erişim Politikası için tıklayınız.