In Islam, the impact of revelation on human life took place at various stages. In this process, some temporary provisions were put into effect, taking into account the conditions of the period, and when the goals were achieved, these provisions were changed and the main provisions were determined. The phenomenon of abrogation emerged as a natural necessity in the course of life. This practice has attracted the attention of various branches of science regarding its compatibility with the realities of life, with its principles of gradualism and facilitation. Islamic scholars have addressed this issue in different ways, but the issue of sunnah abrogating the Quran has gained importance. Studies on whether the Sunnah can abrogate the Quran have been carried out around certain examples, but it has been claimed that these examples do not have the power to make abrogation possible.
In this article, the subject of the Sunnah abrogating the Quran is examined through an example that is not found in the method books. In some verses, migration from Mecca to Medina is presented as a condition of faith, especially in the 97th verse of Surah Nisa, those who do not fulfill the condition of migration are threatened with hell. However, it has been reported that the order of migration, which was expressed in such a definite style, came to an end and was interrupted by some hadiths. This view allows discussion of the sunnah and abrogation of the Quran through the phenomenon of migration. In the article, the continuity of the obligation of hijra is discussed within the framework of different socio-political and religious contexts, including the views of Islamic scholars.
İslam dininde vahyin insan yaşamına etkisi çeşitli evrelerde gerçekleşmiştir. Bu süreçte, dönemin koşulları göz önünde bulundurularak bazı geçici hükümler devreye sokulmuş, amaçlar gerçekleşince bu hükümler değiştirilerek asıl hükümler belirlenmiştir. Nesh olgusu, hayatın akışı içinde doğal bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. Bu uygulama, tedricilik ve kolaylaştırma prensipleriyle yaşamın gerçeklerine uygunluğuyla ilgili çeşitli ilim dallarının ilgisini çekmiştir. İslam âlimleri, bu konuyu farklı şekillerde ele almış ancak sünnetin Kur'an'ı nesh etme konusu çeşitli tartışmalarla ön plana çıkmıştır. Sünnetin Kur'an'ı nesh edebileceği üzerine yapılan çalışmalar belli örnekler etrafında gerçekleşmiş, ancak bu örneklerin neshi mümkün kılabilecek güce sahip olmadığı iddia edilmiştir.
Bu makalede, sünnetin Kur'an'ı nesh etme konusu usul kitaplarında bulunmayan bir örnek üzerinden incelenmiştir. Bazı ayetlerde Mekke’den Medine’ye hicret bir iman şartı gibi sunulmuş, bilhassa Nisa Suresi 97. ayette hicret şartını yerine getirmeyenler cehennemle tehdit edilmiştir. Ancak bu denli kati bir üslupla ifade edilen hicret emrinin bazı hadislerle nihayete erdiği ve inkıtâya uğradığı bildirilmiştir. Bu manzara hicret olgusu üzerinden Kur’an’ın sünnet ile neshi tartışmalarına imkân vermektedir. Makalede bu konu İslam âlimlerinin görüşlerine de yer verilmek suretiyle, hicret farizasının sürekliliği farklı sosyo-politik ve dini bağlamlar çerçevesinde ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 66 Sayı: 66 |
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi açık erişimli bir dergidir
Açık Erişim Politikası için tıklayınız.