Orhan Pamuk, who uses the advantage of a multi-faceted personality as a
touchstone in his writing, because of his success in enriching the multi-layered and deep
colors of his works with the different techniques he has applied, he has always taken
his place among the writers of Turkish and World Literature researchers. When Pamuk's
novel Benim Adım Kırmızı (1988), which blends the historical traditions of the past
with the traces of his own life and his interest in the painting, reveals his interest in the
painting; it is seen that it is subject to examinations from different angles in terms of its
plot, the way it is fictionalised, the variety of the techniques used and its structure. In
his unpublished Master's thesis named “The Reflections of Postmodernism in Orhan
Pamuk's Novels” which is the source of this article by Tahsin Yaprak, he examined
Orhan Pamuk's novels in detail under the title of Postmodernism (except for his novels
in Kafamda Bir Tuhaflık and Kırmızı Saçlı Kadın) a large gap in the area appears to fill.
In this article, Benim Adım Kırmızı, which is written with postmodern technique and
which brings the reader to an immersive adventure journey within the history-crimelove triangle, will be discussed in the context of the historical novel, and will be
attempted to be reflected. In addition, the study aims to fill a gap in the field of literature
and be a useful resource for new researches.
Benim Adım Kırmızı historical novel postmodernist historical novel
Çok yönlü kişiliğinin
sağladığı birikim avantajını yazarlığında bir mihenk taşı olarak kullanan Orhan
Pamuk, eserlerinin çok katmanlı/derin
oluşu ve konularındaki renkliliği uyguladığı farklı tekniklerle
zenginleştirmesindeki başarısı nedeniyle her zaman için Türk ve dünya edebiyatı
araştırmacılarının üzerinde incelikle durduğu yazarları arasında yerini
almıştır. Pamuk’un geçmişte kalan tarihi gelenekleri kendi hayatından taşıdığı izlerle
harmanladığı ve resme duyduğu ilgisini de gözler önüne serdiği 1998 yılında yayımlanan
Benim Adım Kırmızı adlı romanının da,
yazarının özellikleri göz önüne alındığında gerek konusu, gerek kurgulanış
biçimi, gerek kullandığı tekniklerin çeşitliliği, gerekse yapısı bakımından
farklı açılardan incelemelere konu olduğu görülür. Tahsin Yaprak’ın bu makaleye
de kaynaklık eden “Postmodernizmin Orhan Pamuk’un Romanlarındaki Yansımaları”
adlı yayımlanmamış Yüksek Lisans tezinde Orhan Pamuk’un romanlarının tamamını (Kafamda Bir Tuhaflık ve Kırmızı Saçlı Kadın adlı romanları hariç)
postmodernizm adı altında detaylı bir şekilde incelediği ve bu alanda büyük bir
boşluğu doldurduğu görülür. Bu makalede ise postmodern teknikle yazılan ve
okuyucuyu tarih-polisiye-aşk üçgeni içinde sürükleyici bir macera yolculuğuna
çıkaran Benim Adım Kırmızı adlı eser
tarihi roman bağlamında ele alınacak, eserdeki tarihe postmodernist yaklaşım ve
değinilen tarihsel unsurların boyutları incelenerek postmodern tarihi romanın
özelliklerinin neler olduğu somut bir örnek üzerinden yansıtılmaya
çalışılacaktır. Bununla birlikte çalışmanın edebiyat alanında da bir boşluğu
doldurması ve yeni araştırmalar için faydalı bir kaynak olması
hedeflenmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | FİLOLOJİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 7 |
DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren MECMUA Sosyal Bilimler Alanında Yayımlanan
Uluslararası Hakemli Bir Dergidir