Each civilization has reflected life and death in space in an architectural context differently. Throughout history, in the tradition of the Turks, there has always been a belief that after life ends, a new life will begin, just as it still does today. This belief has brought with it different spatial formations. This tradition, which has reached from the past to the present, has remained continuous and has reached the present through the changes in each other. Briefly referred to as funerary architecture, these are artistic and architectural works erected for important personalities of the time and became social property. This architecture is defined in our past as a burial mound (kurgan), then as a tomb, and today as a mausoleum. The scope of the study is an example of the reflections of our traditional tomb architecture. The subject of the study is located in the Senkoy on the old Milas-Aydin road in the province of Mugla, Milas District. It is the subject of the architectural spatial arrangement as it is one of the examples of classical early Ottoman funerary architecture built for Sheikh Bedrettin, who is considered a historical and spiritual leader. In addition, after the relief, restitution, and restoration projects of the grave in question were approved by the Muğla Regional Cultural Heritage Conservation Authority in 2013, the restoration was completed in 2015, its structural problems were resolved, and it was stabilized. This article aims to define the spatial arrangement and architectural language of the Sheikh Bedrettin Tomb, an Immovable Cultural Property, and to pass it on to future generations.
Architectural History of Architecture Restoration Tomb Milas
Her medeniyet, yaşam ve ölümü mimari bağlamda mekâna farklı şekilde yansıtmıştır. Tarih boyunca Türklerin geleneğinde yaşamın sona ermesiyle başka bir hayata geçileceğine dair olan inanç, günümüzde de olduğu gibi hep var ola gelmiştir. Bu inanç, farklı mekân biçimlemesini de beraberinde getirmiştir. Geçmişten günümüze dek gelen bu gelenek, süreklilik arz etmiş ve birbirleri ile bağlantılı şekilde değişerek günümüze gelmiştir. Kısaca, mezar mimarisi olarak nitelendirilen, topluma mal olmuş, döneminin önemsenen şahsiyetleri için inşa edilmiş sanatsal ve mimari eserlerdir. Bu mimari, geçmişte kurgan, sonrasında türbe ve günümüzde ise anıt mezar olarak tanımlanmaktadır. Çalışmanın kapsamı, geleneksel mezar mimarimizin yansımalarından bir örneği ele almıştır. Çalışma konusu yapı, Muğla ili, Milas ilçesi, eski Milas-Aydın yolu üzerindeki Şenköy’ündedir. Tarihsel ve manevi önder kabul edilen Şeyh Bedrettin için inşa edilmiş erken dönem Osmanlı türbe mimarisinin örneklerinden birisi olması sebebiyle mimari mekânsal düzenlemeyi konu edinmiştir. Bunun yanında söz konusu türbenin rölövesi, restitüsyonu ve restorasyon projeleri 2013 yılında Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmış, sonrasında 2015 yılında restorasyonu tamamlanarak yapısal sorunları giderilmiş ve sağlam hale getirilmiştir. Bu makalede, taşınmaz kültür varlığı olan Şeyh Bedrettin Türbesi’nin mekânsal düzenlemesinin ve mimari dilinin tanımlanarak gelecek kuşaklara aktarılması amaçlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimari |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 21 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Dergimiz Crossref, SOBIAD, ASOS Index, Index Copernicus, IAD, Academia, ResearchGate ve Google Scholar'da taranmaktadır.