“Truth” is among the most frequently used concepts in intellectual networks as well as everyday language. It originates
from the fact that practically everyone, from ordinary people to society’s leaders, is eager to explain themselves and
their positions in respect to the truth in some way. This almost instinctual proclivity has resulted in truth being one of the
most often cited concepts throughout history. Yet, throughout history, there have been disagreements and consensus
over the path to truth, the source of truth, and the conditions of possessing the truth. This human instinct to possess
or at the very least take a side with the truth persists to the present day. Numerous explanations and discussions about
the truth continue, with political and social implications. These discussions intensified particularly since the 1970s and
continue to the present day, accompanied by calls for an “end of truth”. This study, conducted with document analysis
and literature review methods, intends to address the continuing discussion about “truth”, which centers on the concept of truth and has garnered widespread attention due to its evident political and social implications. This study argues
that humankind’s failure to unite around universal truths has political implications. Therefore, one cannot consider the
discussion about truth in isolation from the current contemporary eco-political climate.
“Hakikat” entelektüel ağlarda ve gündelik dilde en sık başvurulan kavramlardan biridir. Bu durumun ortaya çıkmasında, sıradan insanlardan toplum liderlerine kadar hemen hemen herkesin, kendilerini ve pozisyonlarını, bir biçimde hakikat ile ilişkili olarak açıklama istekleri etkilidir. Neredeyse içgüdüsel olan bu yönelim hakikatin tarih boyunca da en fazla atıf alan kavramlardan biri olmasına neden olmuş, hakikatin nasıl elde edileceğine, hakikatin kaynağının ne olduğuna ve hakikati elinde bulunduran merciinin keyfiyetine ilişkin anlaşmazlıklar ve uzlaşılar tarih boyunca ortaya çıkmıştır. İnsanoğlunun hakikate sahip olmak yahut hiç değilse onun yanında saf tutmak şeklindeki bu içgüdüsü, günümüzde de varlığını korumaktadır. Hakikat üzerine sayısız açıklama ve tartışmalar devam etmekte ve bu tartışmaların siyasal, toplumsal sonuçları ortaya çıkmaktadır. Özellikle 1970’li yıllardan itibaren yoğunluğu artan bu tartışmalar, günümüzde adeta “hakikatin sonu” çağrıları eşliğinde yürütülmektedir. Belge analizi ve literatür taraması yöntemi ile hazırlanan bu çalışma, özellikle internet teknolojisinde yaşanan gelişmeler ve sosyal medya gibi araçların yaygınlaşması ile güncel ve evrensel bir problem olarak görülmeye başlanan “hakikat” sorunsalının tarihsel bağlamını tartışmayı amaçlamaktadır. Çalışmanın savı, insanlığın ortak hakikatler etrafında buluşamıyor olmasının siyasal sonuçlarının olduğu ve hakikat tartışmasının günümüz eko-politik atmosferinden bağımsız olmadığı şeklindedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
MEDYA VE DİN ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (MEDİAD) - JOURNAL OF MEDIA AND RELIGION STUDIES
This journal is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.