Şâfiî fakih Ebu’l-Hasan el-Mâverdî, Türkiye’de daha çok devlet teorisi, siyaset ve ahlak alanındaki çalışmalarıyla ön plana çıksa da ortaya koyduğu eserlerle Şâfiî fıkıh geleneği içerisinde füru-i fıkıh alanında da otorite kabul edilmektedir. Bununla birlikte fıkıh usulü ilminin konularını da incelmeye tabi tutmuştur. Bu konuda müstakil herhangi bir eser kaleme almamıştır. Ancak füru-i fıkha dair te-lif ettiği el-Hâvi’l-Kebir adındaki eserinin edebu’l-kâdî ana bölümünde kâdı’nın hüküm verirken isti-şarede bulunması gereken kişinin içtihat ehlinden olması gerektiğini ifade etmiştir. Bu bağlamda yüz küsur sayfadan fazla fıkıh usulü ilminin temel konularını ana hatlarıyla ele almıştır. Burada kendinden önceki tartışmaları da dikkate alarak fıkıh usulü konularını ele almış ve orijinal bazı tes-pit ve değerlendirmelerde bulunmuştur. Mâverdî, Özgün tespitlerde bulunduğu konulardan birisi de kıyastır. Kıyas, müstakil bir delil olarak kabul edilmesi ile müçtehidin faaliyeti olarak kabul edil-mesi tartışmasına bağlı olarak iki farklı şekilde tanımlanmıştır. Kıyası müstakil bir delil olarak kabul eden usûlcüler onu; “asl ile fer’in, aslın hükmünden çıkartılan (istinbât) illette istivâ’/müsâvî (eşit) olmalarıdır” şeklinde anlayışlarına uygun lafızlar kullanarak tanımlarken, müçtehidin faaliyeti ola-rak gören usûlcüler ise, “fer’i, aralarındaki ortak vasıf sebebiyle aslın hükmünde asla hamlet-mek/ispat etmek/ilhak etmek/tadiye etmek/tesviye etmek/reddetmektir.” biçiminde düşüncelerine uygun kelimeler kullanarak tanımlamışlardır. İkinci tanım hicri yedinci asra kadar usûlcüler tara-fından savulurken birinci tanım Âmidî ile birlikte savunulmaya başlanılmıştır. Mâverdî kıyası; “ara-larındaki ortak illet sebebiyle hükümde fer’i asla ilhâk (ilave) etmektir.” şeklinde tanımlayarak onu müçtehidin faaliyeti olarak gördüğünü ortaya koymuştur. Mâverdî, kıyasın hükme delaletinin kuv-vet derecesini dikkate alarak taksimata tabi tutmuştur. Kıyası güçlüden zayıfa doğru türlere ayıran Mâverdî, toplam on iki kısım tespit etmiştir. O, kıyası ilk önce mana kıyası ve şebeh kıyası şeklinde iki ana kısma ayırmıştır. Mâverdî, mana kıyasının iki şekilde tanımlanabileceğini ifade etmektedir. Bunlardan ilki “fer’in, hükmünü aslın manasından (illet) alması”; ikincisi ise “fer’in, yalnızca bir as-lının bulunması ve hükmünü onun manasından almasıdır”. Mana kıyasını celî ve hafî şeklinde iki alt kısma ayıran Mâverdî, celî kıyası “fer’deki illetin asıldaki illetten daha fazla (güçlü) olduğu kıyas” şeklinde tanımlamış ve üç gruba ayırarak incelemeye tabi tutmuştur. Celî kıyasın her üç türüne da-yanılarak icmâın oluşabileceğini, bunlarla umumî lafızların tahsis edilebileceğini ifade eden Mâverdî, bunlardan bir kısmı ile hükmün nehs edilebileceğini ileri sürmüştür. Hâfî kıyası “manası (illeti) gizli olup istidlâl yoluyla ancak bilinebilen ve fer’deki manası asıldaki manasına eşit olan kı-yas” biçiminde tanımlayan Mâverdî, bunu celî kıyas gibi üç alt kısma ayırmıştır. Hafî kıyasın türleri sağlamlık bakımından eşit sevide olmadığı için bunlardan bir kısmı ile icmâ gerçekleştirilir, hâkimin verdiği hüküm bozulabilir ve bunlarla umumi lafızlar tahsis edilebilirken bazıları ile böyle bir işlem yapılamamaktadır. Şebeh kıyasının; birisi “fer’in, hükmünü asla benzemesinden aldığı kıyas”; diğeri “fer’in benzetilebileceği birden çok aslın bulunduğu, bunlardan benzerliğin en güçlü olduğu asla benzetildiği kıyas” biçiminde iki farklı şekilde tanımlanabileceğini ileri süren Mâverdî, bunun tahkik kıyası ve takrîb kıyası şeklinde iki alt kısma ayrıldığını ifade etmiştir. Tahkik kıyasını “benzerliğin, hükümlerinde (asl ile fer’) olması” şeklinde tanımladıktan sonra bunu da üç kısma ayırarak ince-lemeye tabi tutmuştur. Mâverdî, takrîb kıyasını “benzerliğin (aslın) niteliklerinde meydana geldiği kıyas” olarak tanımlamış ve bir önceki kıyas türü gibi bunu da üç kısma ayırmıştır. Bunun sonu-cunda altısı mana kıyası altı tane de şebeh kıyası olmak üzere toplam on iki kıyas türü ortaya çık-mıştır. Mâverdî, yalnızca teori düzeyinde değil hem teori hem de somut örneklerle kıyasın tüm kı-sımlarını açıklamaya çalışmıştır. Anlaşılması zor olduğuna kani olduğu meselelerde şer’î örneklerle yetinmemiş hem akli hem de şer’î örneklerle konuyu izah etmeye çalışmıştır. Mâverdî, farklı yakla-şımların söz konusu olduğu yerlerde bunları ele almaktan uzak durmamıştır. O, incelemeye tabi tuttuğu konuları temellendirmekle yetinmemiş bir kısım itirazları da ele alarak cevaplamaya çalış-mıştır. Bu bağlamda özellikle Hanefiler tarafından İmam Şâfiî’ye yapılan itirazları değerlendirerek cevaplamaya çalışmıştır. Mâverdî’nin kıyasın taksimatı konusundaki görüşü diğer usûlcülerin gö-rüşlerinden farklılık arz etmektedir.
İslam Hukuku Mâverdî, Kıyas, Mana kıyası Celî Kıyas Hafî kyas
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 25 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 12 Sayı: 2 |
Mesned İlahiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.