Searle, as a naturalist thinker, argues that consciousness cannot be studied solely by the external behavioral method, and that consciousness differs from other natural phenomena (observable phenomena) in this character. For although, according to him, consciousness is not a unique being or does not have metaphysical properties like other natural phenomena, this does not overshadow the fact that it has a special character. As a matter of fact, the fact that states of consciousness cannot be examined with an external behavioral method excludes the mechanistic views of consciousness; and the fact that these phenomena are the result of some of the more basic functions of the brain excludes the dualistic views of consciousness from Searle’s approach on this issue. The acceptance of consciousness as a subjective phenomenon that is not identical with the brain forces us to find an answer to the question of what consciousness is, which Searle describes as “the basic functions of the brain”. One of the ways to consistently put forward Searle’s explanation of consciousness in a naturalistic perspective is that he has developed a view about language suitable for this explanation. The idea that the uniqueness of human consciousness cannot be modelled through strong artificial intelligence implies that language, which has intensive connections with consciousness, is also human-specific. For this reason, putting forward Searle’s approach about language and the relationship between language and consciousness will make the reason for his opposition to the artificial intelligence theory understandable within the framework of the formation and character of language. This study aims to reveal the consistency of the idea that the ontological distinction that Searle assumes on the basis of his rejection of the strong artificial intelligence theory is essentially due to the specificity of consciousness and language to the human being.
John Searle biological naturalism artificial intelligence formation of language language-consciousness relationship
Natüralist bir düşünür olarak Searle, bilincin salt dışsal davranışçı yöntemle incelenemeyeceğini, bilincin bu karakteriyle diğer doğal fenomenlerden (gözlemlenebilir fenomenlerden ayrıldığını savunur. Zira ona göre her ne kadar bilinç diğer doğal fenomenler gibi biricik ya da metafizik nitelikler taşımıyorsa da bu husus onun özel bir karakter taşıdığı gerçeğine gölge düşürmez. Nitekim bilinç durumlarının dışsal davranışsalcı yöntemle incelenemiyor oluşu mekanistik bilinç görüşlerini, bu fenomenlerin beynin çok daha temel birtakım fonksiyonlarının sonucu oluşu da düalistik bilinç görüşlerini Searle’ün bu hususa ilişkin yaklaşımının dışında bırakır. Beyinle özdeş olmayan öznel bir fenomen olarak bilincin kabul edilmesi ise bizi Searle’ün “beynin temel fonksiyonları” olarak ifade ettiği bilincin ne olduğu sorusuna cevap bulmaya zorlar. Searle’ün bilinci naturalistik perspektifte açıklamasını tutarlı bir biçimde ortaya koymanın yollarından biri de bu açıklamaya uygun bir dil görüşü geliştirmiş olmasıdır. İnsan bilincinin biricikliğinin yapay zekâ yoluyla modellenemeyeceği fikri, bilinç ile yoğun bağlantılara sahip dilin de insana özgülüğünü ima eder. Bu nedenle Searle’ün dile ve dil-bilinç ilişkisine dair yaklaşımının ortaya konulması, onun yapay zekâ kuramına karşı çıkma gerekçesini de dilin oluşumu ve karakteri çerçevesinde anlaşılır kılacaktır. Bu çalışma, Searle’ün güçlü yapay zekâ kuramını reddetmesinin temelinde varsaydığı ontolojik ayrımın esasen temelde bilincin ve dolayısıyla dilin insana özgülüğünden kaynaklandığı düşüncesinin tutarlılığını ortaya koymayı amaçlar.
John Searle biyolojik doğalcılık yapay zeka dilin oluşumu dil-bilinç ilişkisi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma/İnceleme Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Kabul Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |