The purpose of this study was to determine the role of positive religious attitudes in the relationship between emotional self-efficacy and death anxiety in the pandemic process. Besides, the relationships and differantiation levels of death anxiety were examined in terms of gender, age and marital status socio-demographic variables. The Emotional Self-efficacy Scale, the Turkish Death Anxiety Scale and the Religious Coping Scale were applied to 598 people between the ages of 18-66 in total, 404 were women (67,5%) and 194 were men (32,5%). According to the results obtained in the research, it was determined that there was a positive correlation (r=,157; p<.01) between positive religious attitudes and emotional self-efficacy, there was a significant negative correlation (r=-104; p<.05) between death anxiety and emotional self-efficacy, and there was no statistically significant correlation (r=,054; p>.05) between positive religious attitudes and death anxiety. When death anxiety was examined in terms of socio-demographic variables, a significant negative relationship (r=-.131; p<.01) was found that there was between age variables, when it was examined in terms of gender variable, the scores obtained by women were higher than the scores obtained by men (t=6,751; p<.01), and when it was examined in terms of the marital status variable, the scores did not differ significantly (t=.405; p<.05). According to these research findings, while researchers and mental health professionals are preparing pyscho education intervention programs in order to decrease death anxiety for public and individual health, the inclusion of activities that will support emotional self-efficacy will increase the program effectiveness.
Bu çalışmanın amacı pandemi sürecinde duygusal özyeterlik ve ölüm kaygısı arasındaki ilişkide pozitif dini tutumların rolünü belirlemektir. Ayrıca ölüm kaygısının cinsiyet, yaş ve medeni durum sosyodemografik değişkenleri açısından farklılaşma düzeyleri ve ilişkileri de incelenecektir. Örneklem grubu 18-66 yaş arası 598 (404 kadın, 194 erkek) bireyden oluşmaktadır. Araştırmada sosyodemografik veri formu, Duygusal Özyeterlik Ölçeği (DÖÖ), Türkçe Ölüm Kaygısı Ölçeği( TÖKÖ) ve Dini Başa Çıkma Ölçeği (DBÇÖ) kullanılarak veriler toplanmış ve sonuçlar analiz edilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, duygusal özyeterlik ile pozitif dini tutumlar arasında pozitif yönde (r=,157; p<.01), duygusal özyeterlik ile ölüm kaygısı arasında negatif yönde anlamlı ilişki olduğu (r=-104; p<.05), pozitif dini tutumlar ile ölüm kaygısı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı saptanmıştır (r=,054; p>.05). Ölüm kaygısı sosyodemografik değişkenler açısından incelendiğinde yaş değişkeni ile arasında negatif yönde anlamlı ilişki olduğu (r=-.131; p<.01), cinsiyet değişkeni açısından incelendiğinde kadınların aldıkları puanlar erkeklerin aldıkları puanlardan daha yüksek bulunurken (t=6,751; p<.01), medeni durum değişkeni açısından ölüm kaygısı incelendiğinde puanların anlamlı düzeyde farklılaşmadığı saptanmıştır (t=.405; p>.05). Bu bulgular ışığında araştırmacılara ve ruh sağlığı çalışanlarına toplum ve birey sağlığı için ölüm kaygısını azaltmaya yönelik psikoeğitim müdahale programları hazırlarken duygusal öz yeterliliği destekleyecek etkinliklere de yer vermelerinin program etkililiğini arttıracağı söylenebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 29 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 1 |