Küçük Asya, insanlık tarihinde son derece önemli yer tutmakla birlikte, buradaki eserler ve onların ifade ettiği anlam da kadim insanlık mirası açısından çok yönlülük arz eder. İşte doğu Akdeniz’de farklı bir etnogenez sürecini hazırlayan sosyokültürel hadiseler zincirinin içerisinde, özellikle XIII. yüzyılda olgunlaşmaya başladığını bildiğimiz Horasani Tasavvuf düşüncesinin en önemli mümessili olan Mevlana Celaleddin Rumi’nin, babası Sultan-ül Ulema Bahaeddin Veled ile birlikte Belh şehrinden başlayan yolculukları en önemli düşünsel devrimlerden birini başlatmıştır. Mezar ve türbe kavramları da başta Mevlevilik olmak üzere Türk tasavvuf kültüründe önemli bir yer tutar. Türk kültürü ve Mevlevi öğretisi bakımından önemi tartışılmaz olan Hz. Mevlana ve Sultan Veled’e ait “yekpare” puşide geleneğinin bozularak yeni ve hangi gerekçe ile yapıldığı müphem olan ve hiçbir şekilde ikna edici olması mümkün olmayan bu mezar mekânının, “aslına rücu ettirildiği” retoriği sadece bir kuru iddiadan ibaret kalıp bu konuda son zamanlarda yapılan uygulamalar süratle tashih gerektirmektedir. Zira, bir kadim öğretiyi oluşturan tek bir tuğla bile yerinden rastgele oynatılamaz, aksi takdirde sadece otantik yapı ve öğretinin ruhu değil derin kültürel zenginlik de tahrip edilmiş olur. Kültürel değer haline gelmiş yapılarda bir yandan etnik ve dinsel püritenizmden uzak olunmalı, tarihi gerçekler ışığında objektif kararlar verilmelidir. Eğitimsizlik, kültür eksikliği ve hatta eğitime dirençliliğin Türk Kültürü’nü tahrip etmesine müsaade etmemek ulusal bir kültür politikası olmak zorundadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 5 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 7 Sayı: 2 |
DERGİMİZİN TÜRK DÜNYASINA AKADEMİK BAKIŞI
Milli Kültür Araştırmaları Dergisi akademik yayın hayatı, "Turan Kurultayı" sonuçları ile paralel yöndedir ve bu hedefler doğrultusunda yayın yapmaktadır.
Sonuç bildirgesi ana teması: Köklere inemezseniz göklere yükselemezsiniz..
Hedefi: 21. Yüzyıl Türk Asrı Olacaktır…
Macaristan’ın Başkenti Budapeşte yakınlarında Bugac’ta düzenlenen TURAN KURULTAYI’nda Türk soyundan gelen Macar, Azeri, Avar, Başkurt, Bulgar, Balkar, Buryat, Çuvaş, Gagavuz, Kabardino, Karaçay, Karakalpak, Kazak, Kırgız,Kumuk, Moğol, Nogay, Oğuz, Özbek, Tatar, Tuva, Türkmen, Uygur ve Yakut boyları bir araya gelerek aşağıdaki kararları almıştır…
1) Ümitlerimizi yeşerten Türk Devletler Teşkilatı’nın kurulması memnuniyetle karşılanmıştır.
2) Bütün dünyaya adından bahsettiren Türk Devletler Teşkilatı daha aktif hâle getirilmelidir.
3) Bu bağlamda Türk Devletler Teşkilatının ikinci ve üçüncü halkaları mutlaka kurulmalıdır.
4) Teşkilatın kurulacak ikinci ve üçüncü halkalarında, “Türk Devletler Teşkilatında biz neden yokuz” diyen pek çok devlet gibi, Balkanlar’dan Moğolistan’a, Uyguristan’dan-Kore’ye kadar bütün akraba toplulukları yer almalıdır.
5) Bunun dışında; Özellikle Balkan Türkleri olmak üzere, Kamboçya’dan-Sri Lanka Türklerine, Pakistan ve Himalaya’daki Türklerden, Girit Türklerine, Libya’da ki Türklerden-Irak’taki Türkmenelindeki Türklere, Romanya Türklerinden-Kırım’a, Nijer’de yaşayan Tuaregler’den-Doğu Afrika’da ve Ortadoğu’da yaşayan Osmanlı Türkü’nün torunlarına, Sibirya’dan Kafkaslara, Tacikistan’a kadar hiçbir oba ve aşiretleri dışarıda bırakmadan temsilci alınması zarûrî olmuştur.
6) İşte öyle bir yapıya büründürülecek Türk Devletler Teşkilatı’nın önemli çalışması hâline gelen TURAN KURULTAYI için teklifimiz; bundan böyle dönüşümlü olarak her iki yılda bir diğer Türk Cumhuriyetlerinin birinde, olimpiyat oyunlarıyla, ekonomik ve kültürel oturumlarıyla kısaca her yönüyle icrâ edilmelidir.
7) Bugün Türk Devletler Teşkilâtının kurulması gibi; Turan Birliğini kurma mücâdelesi için, tam 100 yıl önce şehit düştüğü 4 Ağustos 1922’ye kadar, işgaldeki Türk Devletlerini kurtararak TURAN bayrağı altında biraraya getirmek isteyen Enver Paşa unutulmamalıdır. Anıtı dikilmeli, hayatı ve mücadelesi film yapılarak gelecek nesillere aktarılmalıdır.
8)Türk Devletler Teşkilatının bünyesinde ortak ordu, ortak pazar ve ortak parlamento kurulmalı ve üçer aylık dönemlerde Macaristan Parlamentosunda toplanarak yapılan çalışmalar gözden geçirmelidir.
10) Yine TDT bünyesinde Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Türk Dünyası Araştırmalar Enstitüsü,Türk Dünyası Akademisyenler Birliği, Türk Dünyası Tarım Birliği (hayvancılık dahil), Tür Dünyası Sağlık Teşkilatı ve Türk Dünyası Arama Kurtarma (TÜDAK) kurulmalıdır.
11) Türk Dünyası Ekomomik Formu iki yılda bir Türk Dünyasının kalbi konumundaki Aşkabat’ta yapılmalıdır.
12) Türk Dünyası Bilim Olimpiyatları iki yılda bir Özbekistan’da icra edilmelidir.
13) Türk Dünyası Uzay Araştımaları Enstitüsü kurularak Kazakistan’da her yıl toplanmalıdır.
14) Türk Teknofest Festivali her yıl Türkiye’de yapılmalıdır.
15)Türk Dünyası Yüksek Öğrenim Kurumu kurulmalı, Türk Dünyasındaki üniversitelerin denkliği için üniversitelerde ıslah çalışmaları yapılmalıdır.
16) Türk Dünyası Hekimler Birliği Kurularak her yıl Azerbaycan’da biraraya gelmelidir.
17) Türk Dünyası Bilim Ödülleri düzenlenmeli ve iki yılda bir yapılan Turan Kurultayında sahiplerine takdim edilmelidir.
18) Türk Dünyası Film Festivali ve Türk Dünyası Erovizyon Müzik yarışmaları dönüşümlü olarak Kırgızistan’da birer yıl arayla yapılarak dereceye girenlere ödülleri verilmelidir.
19) Merkezi İstanbul’da olan Türk Dünyası Belediyeler Birliği “iş birliği-güç birliği” kapsamında genişletilerek, en küçük belediyelere kadar bütün Türk Dünyasını kapsayacak şekilde dizayn edilmelidir.
20) Türk Dünyası Kültür, sanat, edebiyat çalıştayları yapılarak Türk Dünyasının ortak değerleri, özellikle Dede Korkut, Nasrettin Hoca, Atilla, Timur, Uluğ Bey, Ali Kuşçu gibi önemli şahsiyetler anlatılmalıdır.
21) “Tarihini bilmeyen milletlerin coğrafyasını başkaları çizer” düsturuyla, Türk Dünyası ortak tarihi yeniden yazılmalıdır. Bunun İçin “Millî Tatihçiler Şurâsı” âcilen kurulmalıdır.
22) Başta Doğu Türkistan olmak üzere Musul-Kerkük, Kıbrıs, Kırım, Batı Trakya gibi Türk Bölgelerinin statüleri uluslararası platformlarda sürekli dile getirilerek, layık oldukları konuma gelene kadar dünya gündeminde kalmaları sağlanmalıdır.
Bütün dünya bilmelidir ki, 21. Yüzyıl Türk Asrı Olacaktır.
Turan Kurultayı Bilim Kurulu
TURAN KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ..
Budapeşte, 13.08.2022