Bu çalışma, Buharalı Hanefî ve Mâtürîdî âlimi olan Nûreddîn es-Sâbûnî’nin (ö. 580/1184), el-Kifâye ve onun özeti mahiyetinde el-Bidâye adlı eserlerinden istifade edilerek oluşturulmuştur. Çalışmanın odak noktasını, insanın eylemlerini gerçekleştirirken özgür ve sorumlu olduğu düşüncesi oluşturmaktadır. Çalışmada dolaylı olarak cevabı aranan soru ise şer/çirkin olarak bilinen eylemlerin failinin kim olduğudur. Mu‘tezile, insanın eylemlerini yaparken özgür ve sorumlu olduğunu göstermek amacıyla onu fiillerinin yaratıcısı kabul etmiştir. Dolayısıyla onlara göre şerrin yaratıcısı da insan olmaktadır. Ehl-i sünnet, hayrın da şerrin de yaratıcısının Allah olduğunu söyleyerek buna karşı çıkmıştır. Genel Sünnî-Mâtürîdî çizgiyi takip eden Sâbûnî, yaratmayı (halk) Allah’a kesbi de insana atfederek, bir yandan insanın eylemlerinde asla Allah’tan müstağni kalamayacağını, diğer yandan da özgür ve sorumlu olduğunu temellendirmeye çalışmıştır. O, Eş’arîyye’den farklı olarak söz konusu kesbin hakiki fiil niteliğinde olduğunu belirtmiştir. Sâbûnî söz konusu temellendirmeyi gerçekleştirmek üzere, insana kesbini gerçekleştirirken gerekli olan kudretin özelliklerinden hareket etmiş ve kudretin fille beraber olması, süreksiz/devamsız olması ve iki zıt şeye elverişli olması gerektiğini belirtmiştir
This study has been developed with reference to the works al-Kifayah and its associated summary al-Bidayah written by Nuraddin as-Sabuni (d.580/1184), a scholar of Bukhara Hanafism and Maturidism. The pos-tulate that human beings are free and responsible while performing their actions forms the focus of the study. The study indirectly seeks a possible answer to this question: who is the perpetrator of evil actions? Mu'tazila considers the human as the creator of his own acts to adduce that they are free and responsible while committing their acts. Thereby, in view of their opinion it is also the human who creates evil acts. Sunnah-followers op-posed this assertion via the counterargument that Allah is the creator of both good and evil. Sabuni who abides by the inclination of general Sunnism and Maturidism, by referring creation (calling into being) to Allah and acquisition (kasb) to human, has attempted to form such a base artic-ulating that, on one side, people can never be free from God in their actions, and, on the other side, they are also free and responsible in this regard. Differing from Ash‘ariyyah, he states that, the acquisition in question bears the essence of a real act. To actualize his argument in question, Sabuni infers from the features of the power that is required for the people during the actualization of their own acquisition, and he claims that the power must be together with the act, must be impermanent/discontinuous, and also be appropriate for the two opposing things.
Kalam Human Acts Creation-Acquisition (Kasb) Potency/Power Essence-Impermanence
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 24 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 18 Sayı: 1 |