Klasik İslam sanat eserlerinin -eskiden farklı olarak- bir çerçeve içine konulması ve seküler mekanlara asılması ne anlama gelmektedir? Kimi zaman çerçeveden uzak bir şekilde sokak duvarları, metro girişleri gibi kamuya açık mekanlarda görünür olması, onların modern hayat ile ilişkisinde ne tür rol oynamaktadır? Klasik İslam sanatlarının geleneksel anlatılardan/yorumlardan kısmen uzaklaşarak modern hayata ve mekanlara dahil olmak istemesi, onların anlam dünyasını nasıl dönüştürmektedir? Bu yazımızda yukarıdaki soruları daha iyi kavramamıza imkan verecek şekilde, sanat eseri-çerçeve-duvar arasındaki ilişkiye klasik İslam sanatlarına özel referansla değinmeye çalışacağız. Yazımızda ileri süreceğimiz iddia şudur: Klasik İslam sanatları, Ortaçağda gördüğümüz şekliyle, konumlandırıcı güç olma vasfını önemli ölçüde yitirerek, seküler mekanlarda konumlandırılan bir şeye dönüşmektedirler. Bu yüzden onlar her ne kadar bir yönüyle sanat eseri vasfını korusalar da, diğer yönüyle dekorasyon (ornament) karakterine bürünmektedirler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 24 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 19 Sayı: 1 |