It is known that the legend, which is one of the oral narrative types, has been frequently told among people from past to present. It is extremely important that the legends are told frequently and that they exist in every age by changing and transforming. Because the legend clearly shows the continuity of folkloric products as well as contributing to the collective memory. However, another reason why legends are frequently told is that the element of belief is prominent in the narratives. With the belief element coming to the fore, the legends focus on the relationship between humans and the extraordinary. The narrator and the listener of the legend come together through this element of belief and the human-extraordinary relationship. This situation helps the legend to become one of the frequently told oral narrative types. It is known that the Giresun legends, which have become the object of study, are classified as follows in the light of the element of belief and the human-extraordinary relationship: Religious legends, legends about rocks, legends about place names, legends about animals, legends about extraordinary creatures, legends about natural events, legends about trees, historical legends, legends about treasures, and love legends. As can be seen from the classification, the objects themselves are highlighted in the context of the belief element and the human-extraordinary relationship in the legends. However, among the compiled legends, religious legends draw attention both in terms of quality and quantity. It is possible to classify the legends in question in the context of themes as follows: Travel, war and freedom, treasure hunting, health, need for food, fulfillment of religious duties, owning land, and fulfilling the wishes of the saints. However, it is necessary to analyze and make sense of the belief element and the human-extraordinary relationship, which is at the base of the legend, from a metalinguistic point of view. Because the state of being universal, which is one of the features of folkloric products, expresses the structural repetition of the narrative. In that case, narrative analysis to be carried out from a structuralist perspective can also explain the structure of folkloric products in detail. In this context, the religious legends of Giresun were analyzed in the light of two concepts: Actants model and narrative program. These two concepts allow the analysis of the syntax of a narrative. Through the actants model, the relationship between the actants and the actants in a narrative is determined. The narrative program, on the other hand, basically provides the expression of what stages the subject has passed through within the narrative. The concepts of sender, object, receiver, helper, subject, and opponent in the actants model were determined by Greimas as the agents in the syntax of the narrative. These actants are decisive in the adventure of the subject with the roles they play in the functioning of the narrative. The narrative program, on the other hand, shows the stages that the subject goes through in the light of the following concepts: Manipulation, competence, performance, and sanction. The concepts in question allow the explanation of the stages that the subject goes through in the narrative. In this study, the syntax of Giresun legends is analyzed through these concepts. First, religious legends were classified in the context of themes, and it was expressed how the themes were operated according to the actants model. Then, the stages that the subject goes through are expressed in terms of the concepts of the narrative program, and the religious Giresun legends are analyzed from a structuralist point of view.
Sözlü anlatı türlerinden biri olan efsanenin insanlar arasında geçmişten bugüne sıklıkla anlatıldığı bilinmektedir. Efsanelerin sıklıkla anlatılması, değişerek ve dönüşerek her çağda var olması son derece önemlidir. Çünkü efsane kolektif hafızaya katkıda bulunduğu gibi folklorik ürünlerin sürekliliğini de açık bir şekilde göstermektedir. Bununla birlikte efsanelerin sıklıkla anlatılmasının diğer bir sebebi inanç unsurunun anlatılarda öne çıkmasıdır. İnanç unsurunun öne çıkmasıyla beraber efsanelerde, insan ve olağanüstülük arasındaki ilişkiye odaklanılır. Efsane anlatıcısı ve dinleyicisi bu inanç unsuru ve insan-olağanüstülük ilişkisi üzerinden bir araya gelir. Bu durum da efsanenin sıklıkla anlatılan sözlü anlatı türlerinden biri hâline gelmesine yardımcı olmaktadır. İnceleme nesnesi hâline getirilen Giresun efsanelerinin de inanç unsuru ve insan-olağanüstülük ilişkisi ışığında şu şekilde sınıflandırıldıkları bilinmektedir: Dinî nitelikli efsaneler, taşlar ve kayalar ile ilgili efsaneler, yer adları ile ilgili efsaneler, hayvanlar ile ilgili efsaneler, olağanüstü yaratıklar ile ilgili efsaneler, tabiat hadiseleri ile ilgili efsaneler, ağaçlar ile ilgili efsaneler, tarihi efsaneler, hazine ve defineler ile ilgili efsaneler ve aşk efsaneleri. Sınıflandırmadan da görüldüğü üzere efsanelerde inanç unsuru ve insan-olağanüstülük ilişkisi bağlamında nesnelerin kendisi öne çıkarılmıştır. Bununla birlikte derlenen efsaneler içerisinde dinî nitelikli efsaneler hem nitelik hem de nicelik olarak dikkati çekmektedir. Söz konusu efsaneleri ise izlekler bağlamında şu şekilde sınıflandırmak mümkündür: Yolculuk, savaş ve özgürlük, definecilik, sağlık, yiyecek ihtiyacı, dinî vecibelerin yerine getirilmesi, toprak sahibi olma, evliyanın isteğinin yerine getirilmesi. Bununla birlikte efsanenin temelinde yer alan inanç unsuru ve insan-olağanüstülük ilişkisini üst dilbilimsel bir bakış açısıyla çözümlemek ve anlamlandırmak gerekir. Çünkü folklorik ürünlerin özelliklerinden biri olan evrensel olma durumu anlatının yapısal bir şekilde yinelenmesini ifade eder. O hâlde yapısalcı bir bakış açısıyla gerçekleştirilecek anlatı çözümlemesi, folklorik ürünlerin de yapısını ayrıntılı bir şekilde açıklayabilir. Bu bağlamda çözümlenmiş dinî nitelikli Giresun efsaneleri, şu iki kavram ışığında çözümlenmiştir: Eyleyenler örnekçesi ve anlatı izlencesi. Söz konusu iki kavram bir anlatının sözdiziminin çözümlenmesine olanak sağlamaktadır. Eyleyenler örnekçesi aracılığıyla bir anlatı içerisindeki eyleyenler ve eyleyenler arasındaki ilişki belirlenmektedir. Anlatı izlencesi ise temelde, öznenin anlatı dâhilinde hangi aşamalardan geçtiğinin ifade edilmesini sağlar. Eyleyenler örnekçesinde yer alan gönderen, nesne, gönderilen, yardımcı, özne ve engelleyici kavramları anlatının sözdizimindeki eyleyenler olarak Greimas tarafından belirlenmiştir. Bu eyleyenler anlatının işleyişinde oynadıkları rollerle öznenin serüveninde belirleyici olurlar. Anlatı izlencesi ise öznenin geçtiği aşamaları şu kavramlar ışığında göstermektedir: Eyletim, edinç, edim ve yaptırım. Söz konusu kavramlar öznenin anlatıda geçirdiği aşamaların açıklanmasına olanak sağlar. Bu çalışmada da Giresun efsanelerinin sözdizimi, bu kavramlar aracılığıyla çözümlenmiştir. İlk olarak dinî nitelikli efsaneler kendi içerisinde izlekler bağlamında sınıflandırılmış ve izleklerin eyleyenler örnekçesine göre nasıl işletildiği ifade edilmiştir. Ardından öznenin geçtiği aşamalar anlatı izlencesinin kavramlarından hareketle ifade edilmiş ve dinî nitelikli Giresun efsaneleri yapısalcı bir bakış açısıyla çözümlenmiştir.
Efsane eyleyenler örnekçesi anlatı izlencesi göstergebilim anlatı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |