Öz
Modern dönemde bir toplumu inşa eden tüm üretim biçimlerinde amaçlı veya zorunlu birçok değişiklik meydana gelmiştir. Folklor, modern döneme ait bir tanımlama olsa da yaslandığı ontolojik kurgusu, işlevi ve rolü insanlık tarihi kadar eskidir. Fakat modernleşme, sanayileşme, postmodernite ve dijital devrim folklorik üretimlerin kendi doğal serüvenini ziyadesi ile etkilemiş ve başkalaştırmıştır. Klasik dönemde folklorik ögeler doğal, insani ve toplumsal işlevleriyle, inşacı ve yönlendirici roller üstleniyordu. Modern döneme geldiğimizde bu inşa ve yönlendirme rolü makro siyasal hedeflerle birleşerek birincil derecede politik bir boyut kazandı. Bu yönü ile de kimlik inşasına kaynaklık eden önemli bir form olarak yeni bir rol üstlendi. Ayrıca Batılılaşan toplumlarda yerel folklorik ögeler uzun dönemler yasal sınırlamalarla ve kimi pejoratif uygulamalarla karşılaştı. Bununla birlikte Batı folkloru çeşitli modern araçlarla diğer toplumlar üzerinde de etkili olmaya başladı. Hiç kuşkusuz postmodern ve dijital dönemde yerel ögelere kimi yeni imkânlar doğmuştur. Ancak bu dönemde, klasik dönemin doğal üretimi, modern dönemin yapısal etkeni olarak folklorik miras dijital indirgemeci, dışsallaşmış, araçsallaşmış, tüketim ve küresel pazarın büyüyen sanayisine eklemlenmiş rolleri ile klasik işlevlerini neredeyse tamamen kaybetmiş; modern işlevleri ise geçerliliğini yitirmeye başlamıştır. Folklorik üretimler insan topluluklarının dinamik, organik mekanizmaları ile iç içe geçmiştir. Folklora ait üretimler karakteristiği gereği büyük ölçüde sanal, kurgusal cinsten dahi olsa pür proje unsuru mühendislik çalışmaları kabilinden değildir. Öncelikle yaslandıkları kimi toplumsal, tarihsel, kültürel gerçekler vardır. Kimi vakalardan, hassasiyetlerden ve hedeflerden doğmuşlardır. Bununla birlikte durağan değillerdir. Belli bir geleneğe yaslanmakla birlikte dönemden bireye, durumdan geleceğe organik, yoruma açık, canlı ve kişilikli bir olgudan bahsedebiliriz. Bu üretimlerin doğrudan mühendislik çalışması, ticari bir meta, dijital bir efekt vb. endüstri kültürünün parçası hâline gelmesi, kendi doğal işlevini tamamen yitirerek toplumsal dinamizmi örgütleyen rollerini kaybetmesi anlamına da gelmektedir. Bu ise sadece folklorik üretimlerin krize girmesini değil aynı zamanda toplumsal inşanın ve toplumsal oluşumların da derinden sarsılıp değiştiğine işaret etmektedir. Değer toplumsal ögelerde yaşanan değişikler gibi folklorik ögelerde yaşanan değişiklikler de çizgisel ve tamamen benzer biçimde değildir. Bununla birlikte zamanın ruhu, büyük paradigmaların etkisi, küresel büyük motivasyonlar ve benzeri başat faktörler tüm sosyal olayların yönüne şu veya bu şekilde etki etmektedir. Özelikle son birkaç asırdır Batı’da yaşanan büyük değişmeler sadece Batı toplumlarını şekillendirmekle kalmadı aynı zamanda Batı-dışı toplumları da ziyadesiyle etkiledi. Bu yüzden Batı sosyo-siyasal tarihiyle neredeyse özdeş kabul edilen, klasik dönem (pre-modern dönem), modern dönem ve postmodern-dijital dönem şeklindeki epistemolojik sınıflama kimi gelişmeleri sistematik bir biçimde ele almamıza yardımcı olmaktadır. Bu bağlamda Batıda ve Batı-dışı toplumlarda folklorik ögeler başta olmak üzere tüm kültürel ögeler başlangıçta toplumsal dinamiklerin kendi işleyişine bağlı olarak şekillenirken, modern dönemde devlet eliyle yeniden şekillenen ve özelikle Batılaşma etkisiyle de yapısal dönüşüme uğrayan bir nitelik kazandı. Ancak postmodern-dijital döneme geldiğimizde yeni teknolojiler ve profesyoneller eliyle çoklu bir taarruzla karşı karşıya kalan folklorik ögeler çok yönlü rol değişikliğine uğramak durumunda kalmıştır. Bu çerçevede bu çalışmada klasik dönem, modern dönem ve postmodern dijital dönem tanımına bağlı olarak folklorik değişimlerin doğası ve yönü analiz edilerek bazı tespitler ve öneriler yapılmıştır. Çalışma, karşılaştırmalı teorik bir çalışmadır.